Aile ve Çift terapisti Dr. Gottman, "Sadece eşinizin ne yapmadığını görme tuzağına düşmek kolaydır. Tüm çabayı sizin gösterdiğiniz bir anlatı geliştiriyorsunuz demektir ve zamanla bunun doğru olduğuna inanmaya başlarsınız" diyor. Bana çiçek almiyorsun eve gelince gülmüyorsun, ....almiyorsun. Beklenti zorlantısına girecek cümleler yerine çiftler olarak , partnerinize ne sıklıkta "Teşekkür ederim" diyorsunuz? Seni Seviyorum benim için değerlisin cumlelerini içten söylüyorsunuz ? En önemlisi Kendinize teşekkür edebiliyor musunuz? Kendinizi koşulsuz bir kabulle seviyormusunuz? ltifatı kabul edebiliyor musunuz?
Bize yapılan iyilikler,azimsandiginda ya da görmezden gelindiginde teşekkur edilmediğinde bir süre sonra bize verilen o nimet iyiliğin kaybolmasiyla kendini hatirlatabiliyor. Teşekkür sadece belli kişi ve özel durumlar için söylenmeliymiş gibi mi geliyor! Davranışsal anlamda mimik ve yuz ifademizle minnettarliğı iliskilerimize yansitabiliyor muyuz? Yakınlarınızdan iltifat almaya musaitmisiniz? Yoksa aldığınızda yok canım abartma yok öyle değil kim olsa aynı şeyi yapardı " gibi kendinizde ki iyilik halini gecistiriyor veya kuçumsüyor musunuz?Öncelikle kendinizi bedeninize sarılarak varlığımıza neden olan her şeye teşekkür etmeyi, gökyüzündeki bulutları ve rahmetin tane tane üzerimize yağdirildigini tefekkür edin. Yüz kaslarınızın bedeninizin gevşedigini farkında olmadan gülümsediginizi olumlu düşüncelerin zihnimizde geçtiğini ve iyi hissettiğinizi farkediceksiniz Aynaya bakarak ellerinizi ovusturun ve ellerinizdeki sıcaklığı yüznüzde hissedin,tüm bedeninize ve yüzünüze bakarak " burda kendimleyim değerliyim kendimi seviyorum kendime ve beni Yaradana güveniyorum çok mutluyum ve razıyım cümlelerini tekrar edin. Nefesinizi 10 sn.de alıp Yüz kaslarınızı ve eklemlerinizi kasıp gevşetin ve 20 ye kadar sayarak nefesinizi uzunca verin ve gevşeyin. Bu egzersizlerle kendinize teşekkür etmeyi kendinizden razı olmayı sevmeyi ve güveni telkin ettikçe yüz ifadenizde çocuksu bir canlılık hissedeceksiniz. Duygu durumumuz bir ms. de çok hızlı geçişler yaptığında anda kalmayız. Gecmis ve gelecek odaklı hızlı düşüncelerle kararlar alabiliriz . Çok mutlu veya birşeyden korktugumuzda aldığımız kararlar iyi olmayabiliri.Fakat davranışlarımızı hissetmek istedigimiz duyguya odaklanmak için değiştirdiğinde o duyguya odaklanarak düşünce ve davranışlarımızın da senkronize şekilde hedeflerimizle ilgili dönüştüğünü farkedebiliriz. İliskilerinizde alma ve verme dengesini koruyabilmek icin övgüyü başka yöne çevirmek yerine "Teşekkür ederim" deyin kendinizdeki iyi hali aynı cümlelerle tekrar edin "evet umut ve cesaret veriyorum, sana kefiş yolculuğunda yardim ettim. İyi iş çıkardım..gibi cümleler size iyi hissettiren duyguların aktive olması ve oksitosin ve dopamin hormonlarinin daha çok salinimiyla o şeyi birdaha yapmak için size bedenize daha çok enerji aktarımı yapacaktir. Size karşı sabır gösterildiğinde de mesela biryere geç kaldığınızda veya eşiniz öfke nöbeti geçirdiğinde sakin kalabiliyor musunuz? Hatalı davranislara karsi yoğun duygulanimlarinizi regüle edebiliyor musunuz? Eşiniz ya da kendi icsesiniz aktif olarak ve tüm dikkati vererek sizi dinlediğinde bir ihtiyaciniza cevap verdiğinde " Beni dinlediğin ve yanımda olduğun için teşekkür ederim” diyebiliyor musunuz?
Travmatik anılar bitmemiş çatışma ve ayrılıklar arkanızdan kovalayan hayaletler gibidir..Beynimiz Güvenligimizi sarsacak en ufak bir davranış mimik koku söz espiri..sempatik sistemle.savaş kaç veya don tepkisine neden olur. Travmatik deneyimde suclanmissaniz kendilik kapasiteniz düşer ve duygusal ihtiyaclariniza yabancilasirsiniz.Hedefleriniz ise sadece hayal ettiklerinizle kalır. Erteleme hastalığı ile suçlanmamak adına bir türlü eyleme gecemezsiniz. Sizi suçlayanlar da arkanizdan tekip eden hayaletler gibidir.Ph.Dr.Kemal Sayarin da kendi terapi deneyimlerinde çok iyi tespit ettiği gibi" hayaletler hikayeleri anlatilmadikca mezarlarında rahat yatmazlar. Guvenebileceginiz bir uzmana kendinizi anlatın hayatın verdiklerini alın deneyimlerin verdiği sorumluluğu alın fakat hayatın yüklerini yine ait olduğu yere bırakın içsellestirmeyin. Çünkü siz yaşadığınızdan çok daha ötesiniz. Kah gökyüzüne çıkın deneyimleri ve insanlari seyredin kâh yeryüzüne inin insanlık seyreylesin sizi...