İşte Bu Doktor İndir

Araştırmalar, can sıkıntısının öncelikle dikkat ve farkındalığa odaklanamamaktan kaynaklandığını ve dikkati herhangi bir şeye odaklayamamaktan kaynaklanan can sıkıntısını ortaya çıkardığını göstermiştir. Can sıkıntısının sebebini bulmada karşılaştığımız problem, kontrol edemediğimiz dış etkenlerde can sıkıntısının sebebini aramaktır. Can sıkıntısı sizi bir şeyi yeniden ifade etmenize yardımcı olacak fikirler bulmaya itebilir, ancak aynı zamanda endişe, öfke, sosyal gecikme, kilo alımı ve hatta erken ölüm için risk faktörleri yaratabilir. İnsan doğasını ve olası riskleri ve fırsatları anlamak için öncelikle can sıkıntısına neden olan faktörleri psikolojik bir bakış açısıyla analiz etmeliyiz. Can sıkıntısı deyince aklımıza ilk olarak yapacak bir şey bulamamak gelir. Bu durum ‘’Gaye-i hayal olmazsa, ezhan enelere döner’’ hakikati ile çok güzel ifade edilmiştir. Gerçekte de en çok boşta kalanların can sıkıntısından şikayet ettiğini görürüz. Zira belli bir gaye ve hedefi olmayan, iç alemi ile korkuları, endişeleri ve kaygıları ile karşı karşıyadır. Zihin sürekli olumsuz duygularla kişiyi meşgul eder. Ayrıca can sıkıntısı hissetmek istemediğimiz duyguları içeren bir görevi, sorumluluğu veya faaliyeti tamamlamaya çalışırken belirgin bir dikkat eksikliği ve konsantre olamamak olarak tanımlanır. Can sıkıntısı, yalnızlık, öfke, üzüntü ve korku gibi birçok olumsuz duyguya neden olur. Can sıkıntısını daha iyi anlamak için, nedenlerine daha yakından bakalım;

ZİHİNSEL YORGUNLUK

Can sıkıntısı nedenlerine zihinsel yorgunluk eşlik edebilir. Günlük hayatımızda yaptığımız iş, proje, yemek pişirme gibi aynı ayrıntılara ve aynı işlemlere uzun süre boyunca sürekli dikkat gerektiren birçok aktivite can sıkıntısı olarak geri gelir. Aynı prosedür ve süreçleri takip ederseniz içinde bulunduğunuz aktivitelerde asla değişmez. Yani odağınız tekrarlanmaz ve değişmezse bir süre sonra ister istemez sıkılırsınız.

UYUM EKSİKLİĞİ

Kişinin yetenek ve becerilerine yakın etkinliklere ilgi duyması ve doğru zamanda doğru yerde olmak olarak da adlandırılan uyum durumu, can sıkıntısını belirleyen psikolojik faktörler arasındadır. Becerileriniz, karşılaştığınız aktivitelerin zorluğuna göre doğru seviyede olduğunda daha net, daha hızlı sonuçlar alırsınız, böylece sıkılmadan odaklanabilirsiniz. Ama bu uyumu sağlayamazsanız çabuk sıkılırsınız.

YENİLENME İHTİYACI

Çevremizde çok çabuk sıkılanlar olduğu gibi sıkılmayanlar da var. Ne zaman ve hangi koşullarda sıkılabileceğiniz arasındaki fark, hayatınızda inovasyona ne kadar yer açabileceğinizdir. Hayatlarında daha az yenilik, heyecan ve çeşitlilik yaşayan insanların sıkılma olasılığı diğerlerine göre daha fazladır. Bu yüzden her zaman hayatımızı değiştirmeye çalışmalıyız.

ODAKLANMA SORUNU

Araştırmalar, dikkat sorunlarının sıkıntının ana nedenlerinden biri olduğunu göstermektedir. Belirli bir yere veya bir şeye odaklanamadığımızda sıkılabiliriz. Dikkatini toplamakta zorlanan (dikkat eksikliği veya hiperaktivite sorunları) kişiler can sıkıntısına yatkındır.

ÖZ FARKINDALIK PROBLEMİ

Sıkıntıya neden olan faktörlerden biri de bilinçli farkındalığın az olmasıdır.. Araştırmalar, kendini duygularıyla özdeşleştirmekte zorlanan ve özgüveni gelişmemiş kişilerin daha fazla can sıkıntısı yaşadığını gösteriyor. İnsanların duygularını tanımlayamamaları, ne istediklerini bilmemeleri, kendilerini ifade edememeleri, dış dünya ile ilişki kurmak için gerekli olan en uygun hedefleri seçememelerine yol açar.

MOTİVASYON KAYNAKLARINI DOĞRU KULLANAMAMA

Kişi iç alemindeki boşluk hissini doldurmak için dış etkenlere ihtiyaç duyarlar ve dış etkenler bu ihtiyaçları karşılamadığında kişi hayal kırıklığına uğrarlar ve hayal kırıklığının can sıkıntısına neden olduğunu hissederler. İhtiyaçlarınızı kendiniz karşıladığınızda sıkılmadan hayatınıza devam edebilirsiniz.

KENDİNİ ÖZGÜR HİSSEDEMEME

İnsanlar kendilerini kapana kısılmış hissettiklerinde, özgürlükleri engellendiğinde ve yapmak istediklerini yapamadıklarında doğal olarak sıkılırlar. İradesine göre hareket eden bir insan, iradesi ile hareket etmesine engel olan bir faktör olduğunda can sıkıntısını ortaya çıkarır. Sıkıntı, psikoloji ve duygular açısından olumsuz algılansa da, büyük bir itici güçtür ve bu güç sayesinde onu faydalı davranışa dönüştürür. Sıkıntı, yaptığımız şeylerin ne kadarının bizim için bir kayıp ve bizim için ne kadarının önemli olduğunu anlamamıza yardımcı olur.