İşte Bu Doktor İndir

İnsanları dünyaya bağlayan pencere olarak nitelendirebileceğimiz gözlerimiz, beş duyu organımız arasında öğrenme ve algılama yeteneğimizin yüzde 80’ini borçlu olduğumuz en önemli duyu organımızdır. En hassas organlarımızdan olan gözlerimiz aynı zamanda çok karmaşık bir yapıya da sahiptir. Gözlerde yaşanan problemlerde zaman kaybetmeden harekete geçmek gerekiyor. Göze gelen ışığı algılayan sinir hücrelerinden oluşan ve bu ışığı sinirler aracılığıyla beyne ileterek görmemizi sağlayan retina dokusunda meydana gelen retina yırtılması ve retina dekolmanı hastalığıyla ilgili açıklamalarda bulunan Göz Hastalıkları ve Retina Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Nur Acar Göçgil, hastalığın belirtileri ve tedavi süreci hakkında uyarılarda bulundu.

“TEDAVİ EDİLMEZSE KALICI GÖRME KAYIPLARI İLE SONUÇLANIR”

Retina dekolmanının ciddi bir göz hastalığı olduğunu belirten Prof. Dr. Nur Acar Göçgil, “Yarı saydam bir tabaka olan retina, beynimize çok ince bir sinir ile bağlıdır. Bu bağlantı aracılığıyla görme eylemini gerçekleştiririz. Ciddi bir göz hastalığı olan retina dekolmanı, sağlam retina tabakasının yapışık olduğu göz küresinin iç yüzeyinden ayrılması şeklinde karşımıza çıkar. Retinanın yerinden ayrılmasının en sık nedeni ise retinada oluşan yırtıklardır. Eğer retina yırtığı hemen tedavi edilmezse retina yerinden ayrılmaya başlar ve bütün retinaya yayılır. Görüşümüz de, önce bir alanda bozulmaya başlayarak saatler ve günler içerisinde ışık görme seviyesine kadar azalır. Tedavi sürecinde zaman kaybedilmesi durumunda da bu hastalık kalıcı görme kaybı ile sonuçlanır. Dolayısıyla belirtileri iyi anlayarak risk grubunda olan kişilerin rutin olarak göz kontrollerini yaptırmaları gerekmektedir. Aynı şekilde diyabet ya da yüksek kan basıncı gibi sistemik hastalıkları olanlarda kan akımı retinayı da etkileyeceği için söz konusu sağlık sorunlarının da düzen içerisinde tutulması gerekmektedir.” açıklamasında bulundu.

RETİNA DEKOLMANININ SEBEPLERİ

Hastalığın sebepleri hakkında da değerlendirmelerde bulunan Prof. Dr. Göçgil, “Yüksek miyopi ve buna bağlı retinanın uç noktalarında tam gelişmemiş ince dejenerasyonların bulunması, göz ve çevresine olan travmalar, göz ameliyatı geçirmiş olma, katarakt ameliyatı geçirmiş olma, ilerleyen yaşla göz içindeki jel kıvamındaki sıvı tabakanın yoğunluğunun değişmesi, ailede retina yırtılmasının yaşanması gibi durumları genel olarak retina dekolmanının sebepleri arasında sayabiliriz. Katarakt ameliyatı sonrasında retina dekolmanı gelişme oranı ise yüzde 1 olmak üzere sık görülmektedir. Genel olarak gözlerimizin birinde retina dekolmanı durumu yaşanmışsa aynı problem diğer gözümüzde de yüzde 10 ihtimalle gerçekleşebilir. Bu durumların dışında da retinada yırtık gelişebilir ve önlenmesi için yapılabilecek bir durum olmayabilir. Dolayısıyla erken tanı her zaman çok önemlidir.” şeklinde konuştu.

BU BELİRTİLERİ YAŞIYORSANIZ ZAMAN KAYBETMEYİN

Gözlerde ışık çakmaları, ani gelişen uçuşan cisimler, siyah noktalar görme, görme alanı içerisinde gri ya da siyah perdeli görme, şekilleri olduğundan daha büyük ya da küçük görme, düz hatları kırık, eğri görme şeklinde belirtilere karşı dikkatli olmak gerektiğini aktaran Prof. Dr. Göçgil, “Hastalığın ilk bulgularından sonra etkilenen bölümde görme alanında bozulma ortaya çıkmaktadır. Görme fonksiyonumuz bulanıklaşmaya, bazı durumlarda ise görüşümüz sırasında hareket eden gri bir perde algılamaya başlarız. Retina dekolmanı tedavisinde erken teşhis ve tedavi büyük önem taşıyor. Tedavi yönteminin belirlenmesinde birçok faktörün göz önüne alınması gerekiyor. Örneğin, retinanın olması gereken yerden ne kadar ayrıldığı, retina yırtıklarının sayısı, yırtığın büyüklüğü ve yeri ameliyat yöntemini etkileyen faktörlerden bazılarıdır” ifadelerini kullandı.

MİYOPİ KIRMA BOZUKLUĞU OLANLAR DİKKAT

Retina yırtığı ve dekolmanı için riskli gruba da değinen Prof. Dr. Göçgil, “Miyop kişiler ve özellikle diyoptrisi yüksek olanlar, (5-6 ve üstü), ailesinde retina yırtığı ve dekolmanı hikayesi olanlar, katarakt ve bazı göz ameliyatı olanlar, göz ve kafa travması geçirenler, ileri yaş grubundakiler, bazı sistemik hastalığı olanlar riskli grup içerisinde yer alıyor. Miyopisi olanların ise retina yırtılması konusunda daha da dikkatli olmaları gerekiyor. Çünkü miyop kişilerin gözleri normal kişilere göre daha uzun, retina ve koroid gibi tabakaları daha incedir. Bu gözlerde, gelişimsel olan retinada ince alanlar diğer adıyla dejenerasyonlar, retinada delikler ve yırtıklar daha sıklıkla görülür. Dolayısıyla miyop hastalarının rutin göz kontrollerinde ilaçla göz bebekleri büyütülüp retinaları da büyük bir dikkatle kontrol edilmelidir.” değerlendirmesinde bulundu.

AMELİYAT İLE TEDAVİ MÜMKÜN

Retina dekolmanının ameliyatla tedavisinin mümkün olduğunu belirten Prof. Dr. Nur Acar Göçgil, “Retinada meydana gelen yırtıklara zamanında müdahale edilirse, tabaka ayrılmadan yani dekolman durumu yaşanmadan hastalığın önüne geçebiliriz. Sorun sadece yırtılma şeklindeyse kısa bir müdahale ile Argon Lazer kullanılarak yırtık etrafına set çekilir ve ilerlemesi durdurulur. Ancak hastada retina dekolmanı gerçekleşmişse tek tedavi seçeneğimiz cerrahi müdahaledir. Cerrahi müdahalede de ne kadar hızlı davranırsak ameliyat sonrası tedavi ve başarı şansımız o kadar yükselecektir. Hastalarımızın şunu bilmesi gerekiyor. Gecikilen durumlarda retinadaki sinir hücreleri kayba uğrayacağı için, ameliyatta retina yerine yerleştirilse bile görme artışı yaşanmayabilir. Dolayısıyla bu konunun hastalar tarafından önemsenmesi ve belirtiler hissedildiğinde zaman kaybedilmemesi gerekiyor.” dedi.

AMELİYAT SONRASI DÖNEMDE HASTAYA BÜYÜK GÖREV DÜŞÜYOR

Retina dekolmanı ameliyatlarının bu konuda özel eğitim almış ve tecrübeli göz cerrahları tarafından uygulandığını ve genellikle vitrektomi cerrahi yönteminin kullanıldığını belirten Prof. Dr. Göçgil, “Vitrektomi tekniğiyle gerçekleştirdiğimiz retina dekolmanı ameliyatında mikrocerrahi yöntemlerini uygulayarak göze içeriden müdahale ediyoruz. Her türlü işlemi uygulayabileceğimiz mikro aletleri kullanarak retina içeriden yerine yerleştiriliyor. Öte yandan yüksek miyop olan, kataraktı olmayan ve genç hasta ile çocuklarda, gözün etrafındaki beyaz dokunun üzerine yerleştirilen silikon bantlarını kullandığımız yöntemler de oldukça başarılı. Cerrahi tekniklerimizi gözün ve hastanın durumu olmak üzere birçok faktöre göre seçiyoruz. Ameliyat sonrası süreç de hasta ve doktor kontrolü açısından büyük önem taşıyor. Bu yüzden ameliyat sonrası takiple ilgili hastalarımızı iyi bilgilendirmek onların uyumunu artırıyor. Hastalarımıza bu süreçte de büyük görevler düşüyor. Ameliyattan sonra verilen ilaçlar aksatılmadan kullanılmalı, bir hafta boyunca gözleri suyla yıkamamalı ve asla göz ellenmemeli, kaşınmamalıdır. Ameliyat sonrası hastalarımız, duruma göre değişmekle birlikte 1-2 ay sonrasında rutin yaşantılarına dönebilmektedirler.” diyerek sözlerini noktaladı.