Böbrek hücrelerinin normalden farklı bir şekilde büyümesiyle oluşan tümöral böbrek kitleleridir. Kötü huylu olabildikleri gibi iyi huylu da olabilirler. En sık görülen tipi böbreğin kendi hücrelerinden kaynaklanan tipi olup “renal hücreli karsinom “ olarak adlandırılır. Görülme sıklığı tüm tümörlerin %2’sini oluşturur.
Sebeplerini saptamak zordur. Ancak sigara içen, şişman olan, hipertansiyonu olanların ve ailesinde böbrek kanseri olanların riski biraz daha fazladır.
Böbrek içine sınırlı olabildiği gibi, böbreğin damarlarına, lenf bezlerine ve böbreğe komşu organlara hatta uzak organlara yayılabilir. Geçmişte uzak organlara yayılmış haldekiler daha fazla saptanırken, günümüzde görüntüleme yöntemlerinin daha sık kullanılmaya başlamasıyla böbreğe sınırlı iken saptananların oranı %70’lere çıkmıştır.
Kesin tanı damardan ilaç verilerek çekilen Kontrastlı Bilgisayarlı Tomografi veya Manyetik Rezonans Görüntüleme ile konulur. Abse, lenfoma (bir çeşit kan kanseri) ve başka tümörlerin böbreği tutmasından şüphelenildiğinde ultrason veya tomografi yardımıyla dışarıdan iğne ile biyopsi yapılması gerekebilir.
BÖBREĞE SINIRLI TÜMÖRLERİN TEDAVİSİ
Böbrek tümörünün en iyi tedavisi cerrahi olarak çıkarmaktır. Lokalize böbrek kanseri parsiyel nefrektomi veya radikal nefrektomi ile çıkarılabilir. Her iki işlem de açık veya laparoskopik olarak gerçekleştirilebilir. Laparoskopik cerrahi robotik cerrahi sistem yardımıyla yapılabilir.
Parsiyel nefrektomi ile sadece tümör çıkarılırken kalan böbreğe dokunulmaz. Eğer tümörün tümünü çıkarmak ve böbrekte sağlam kısım bırakmak mümkün değilse böbreğin tümörle birlikte tamamının etrafını saran doku ile beraber çıkarılması (radikal nefrektomi) gerekir.
Cerrahinin riskli olduğu ileri yaşlı ve başka ciddi hastalıkları olanlarda eğer tümör 4 cm’den küçükse aktif takip, Radyo Frekans Ablasyon ( ısıtarak tümörü yok etme) tedavisi ve kriyoterapi (dondurarak tümörü yok etme) bir seneçek olarak sunulabilir. Aktif takipte tümör düzenli doktor muayeneleri ile izlenir. Tümör büyümeye devam ederse ek tedaviye ihtiyacı olabilir.
CERRAHİ TEDAVİ
Parsiyel Nefrektomi
Amaç böbreğin tümörlü kısmını alıp geride mümkün olan en fazla sağlıklı böbrek dokusunu bırakmaktır. İşlem genel anestezi altında yapılır. İşlem esnasında kanamayı azaltmak için böbrek damarlarını geçici süre ile sıkıştırmak için aletler kullanılır. Tümör çıkarıldıktan sonra, oluşan açıklık kanamayı da kontrol edecek şekilde dikilerek kapatılır. Eğer tümörün derinliği idrar kanallarına dek ulaşıyorsa, dışarıya idrar kaçağını engellemek için idrar kanalı içine iki tarafı “J” şeklinde olan üzeri vücut ile uyumlu bir madde ile kaplı bir tel yerleştirilebilir. Ameliyattan 4-6 hafta sonra bu tel idrar kanalından girilerek çıkartılır.
Parsiyel nefrektomi açık ameliyat şeklinde yapılabildiği gibi, laparoskopik veya robot yardımlı olarak ta yapılabilir. Laparoskopik cerrahide iyileşme daha kolay olurken işlem zahmetlidir ve cerrahın bu konuda deneyimli olması gerekmektedir.
Radikal Nefrektomi
Sadece tümörün çıkarılmasının teknik olarak mümkün olmadığı durumlarda böbreğin tamamının etrafındaki yağlı doku ile birlikte çıkarılması işlemidir. İşlem genellikle 7 cm’den büyük böbrek tümörlerinde ve 7 cm’den küçük olup sadece tümörün çıkarılmasının mümkün olmadığı durumlarda uygulanmaktadır.
Açık ameliyat şeklinde yapılabildiği gibi laparoskopik veya robot yardımlı olarak ta yapılabilir.
Laparoskopik ve robotik olan da ameliyat sonrası iyileşme daha kısa olmaktadır.
Her iki ameliyattan sonra hastanede 3 ile 7 gün arasında kalınır. Ameliyat sonrasında barsak alışkanlığı ile ilgili sorunlar, kanama ve enfeksiyon olabilir. Bu gibi durumlar gelişirse hastanede kalma süresi uzayabilir ek işlemler gerekebilir.
İyileştikten sonra tümörün tekrarlama olasılığına karşı şekli ve sıklığı tümöre ait özelliklere bakılarak belirlenen görüntüleme ve laboratuar tetkikleri ile tümörün durumunun değerlendirildiği bir takip şeması izlenir.
BÖBREĞİN ETRAFINDAKİ DOKULARA VE DAMARLARINA YAYILMIŞ BÖBREK TÜMÖRÜNÜN CERRAHİ TEDAVİSİ
Amaç böbreği etrafındaki yağlı dokularla ve diğer tümörlü dokularla geride tümör beraber çıkarmaktır.
Açık ameliyat şeklinde yapılabildiği gibi laparoskopik veya robot yardımlı olarak ta yapılabilir. Tümöre ait özellikler bakılarak yapılan kesinin yeri ve şekli değişebilir. Orta hattan kesi yapılabildiği gibi tümörlü taraftan da kesi yapılabilir. Ameliyat esnasında tümörün böbrek üstü bezine de yayıldığı saptanırsa o da çıkarılmalıdır. Ameliyat alanında büyümüş lenf bezeleri varsa onlar da çıkarılmalıdır. Tümör böbrek toplardamarına ve/ veya karın ana toplardamarına yayılmışsa tüm toplardamarlar geçici olarak sıkıştırılarak damarların içindeki tümör pıhtısı da çıkarılmalıdır.
Bu cerrahiler büyük cerrahiler olup ameliyat sonrası kanama, diğer organ yaralanmaları gibi sorunlar daha sık görülebilir.
UZAK ORGANLARA YAYILMIŞ BÖBREK TÜMÖRÜ
Böbrek kanseri genellikle akciğer, kemik, uzak lenf düğümleri ya da beyne yayılabilir. Hastalığın yayılımı ilk tanı anında ya da tedavi sonrası takiplerde ortaya çıkabilir. Hiç belirti vermediği gibi tutulan organa özgü geçmeyen kronik öksürük, kemik ağrısı gibi belirtiler de oluşturabilir.
Diğer birçok organ tümörünün aksine böbrek tümörlerinde uzak organlara yayılım olsa da bazı hastalarda tümörün ilk odağının yani böbreğin çıkarılmasının hastanın sağkalımına katkı sağladığı gösterilmiştir. Bu cerrahi için ideal adaylar tamamen çıkarılabilecek böbrek tümörü olan hastalar ve akciğerde çıkarılabilecek tutulumu olan hastalardır.
Çıkarılamayacak tümörü olan hastalarda tümörü küçültmek için ameliyat öncesi ilaç tedavisi önerilebilir. İyi yanıt verirse, cerrahi sonrası tedavi devam edebilir.
Cerrahi mümkün değilse, hemen ilaç tedavilerine başlanır. Bu aşamada tümör büyümesine genellikle de tümörün kanlanması üzerine etki eden ilaçlar kullanılır. Bazen bağışıklık sistemi üzerinden etki eden ilaçlar da kullanılabilir.
İlaç tedavilerinin kendilerine özgü yan etkileri olmakla beraber genelde tedavi aşamasında hastalar tarafından tolere edilebilmektedir.
Geçmiş olsun