Böbreklerin çok sayıdaki fonksiyonlarının başında metabolizma artıkların atılması gelir. Bu metabolik artıkların bir kısmı toksiktir. Bu toksik azotlu maddelere üremik toksin diyoruz. Biz çok sayıdaki bu toksik maddeleri ayrı ayrı ölçmek yerine bunların artıp artmadığını yani böbreklerin bu işlevi yapıp yapmadığını ölçmek için aslında toksik olmayan ama yine azotlu maddeler olan üre ve kreatininin kan değerlerini ölçmeyi tercih ediyoruz. Üre amonyaktan karaciğerde yapılan ve böbrekten atılan bir maddedir. Kandaki normal değeri 10-40 mg/dl’dir. İçerisindeki azotu ifade etmek üzere de bazen BUN değeri de kullanılır ki bu da aşağı yukarı ürenin yarısı kadardır. Ürenin kandaki değeri kişinin diyetteki protein miktarına göre normal sınırlar içinde günlük olarak değişkenlik gösterebilir. Kreatinin ise kaslarda yapılan bir maddedir . Kandaki değerleri 0.7-1.2 mg/dl kadardır. Bu maddenin normal değerleri de kişinin yaşına, cinsiyetine, boyuna kilosuna ve atletik yapısına kas kitlesine göre değişir ama bu değişkenlik kişi bazında sabittir. Yani 0.7 kreatinin değeri ufak tefek yaşlı bir kadının değeri olabilirken, 1.2 ise uzun boylu atletik genç bir erkeğin değeri olabilir. Kreatinin değerinin kişiden kişiye sabit olması nedeniyle böbrek hastalığı ilerledikçe kreatinin değeri böbrek fonksiyonlarının takibi bakımından daha elverişli bir değerdir. Hemen şunu da ifade etmeliyim ki burada verdiğim normal değerlerin alt ve üst sınırları laboratuvardan laboratuvara uygulanan yönteme göre ufak tefek değişimler gösterebilir. Onun için de ciddi laboratuvarlar uyguladıkları yöntenin normal referans değerlerini mutlaka belirtirler.
Böbreklerin fonksiyonel kısımları nefron dediğimiz organcıklardan oluşur. Bu nefronların ilk parçası kılcal damarlar yumağı ile idrar taslağının bulunduğu kadekcikten oluşan glomerulonefrit dediğimiz yapılardır. Glomeruller kanda bulunan bir çok maddenin bu arada üre ve kreatininin molekül büyüklüğü nispetinde kandan idrar taslağına pasif olarak süzülebildiği bir yapıdır. Nefronun diğer kısmı da tüplerden oluşur ki tüpler aktif yüksek enerji kullanan yetenekli hücrelerden oluşur. Bazı maddeler ki bu maddeler vücutta korunması gereken maddelerdir tüplerin erken bölümlerinde geri emilirken (örneğin kanda belli bir eşik değere kadar şeker tamamen , sodyumun %98’i , üre %40-60 geri emilir) tüplerin daha ileri bölümlerinde de bir kısım maddeler idrar taslağına atılır ve en sonunda normal bir idrar oluşur. Kişilerin böbrek fonksiyonlarını anlamak için de biz kanda üre ve kreatinin değerine baktığımız gibi ‘’glomerular filtrasyon değeri’’ demek olan GFR diye ifade ettiğimiz bir değeri hesap ediyoruz. Bir böbrek hastalığı ilerlediği durumda nefron sayısı giderek azalıp , glomerullerin yerini bağ dokusu aldığından kreatinin ve üre yükselirken GFR düşer. GFR’nin normal değeri -daha doğrusu yaygın olarak kullandığımız yöntem olarak kreatinin klirensinin normali- 90-140 ml/dk’dır ki 1 dakikada kreatininden temizlenen kan miktarını ifade eder. GFR’nin 10-15 ml/dk düzeyine inmesi artık diyaliz veya böbrek nakli ihtiyacının ortaya çıktığını gösterir. GFR’nin 90ml/dk üstü ve 90-60 ml/dk arasındaki değerleri ancak proteinüri yani idrarda protein kaçağı var ise böbrek yetmezliği olarak nitelendirilir. GFR’nin düşük olduğu ama idrarda proteinürinin olmadığı durumlar böbrek hastalığı dışı (prerenal) nedenlerle fonksiyon azalması durumlarıdır. GFR’nin 140’ın üstündeki değerleri de normal değildir. Özellikle kontrolsüz diyabet hastalarında bu aşırı filtrasyon şeker hastalığına bağlı böbrek hastalığının (diyabetik nefropati) ilk aşaması olabilir. Ayrıca gebelik gibi bazı fizyolojik durumlarda da görülebilir. Kreatinin klirensi yapmak için 24 saatlik idrar toplamak gerekir. Sonra bu 24 saatlik idrar miktarı ile hesaplanan dakika hacmı, kan ve idrardaki kreatinin miktarını kullanan bir formülle kreatinin klirensi ml/dk birimiyle hesaplanır. Pratikte bazı laboratuvarlar kan kreatinin değerinin yanında eGFR değerini de vermektedir. eGFR’nin başındaki ‘’ e’’ harfi İngilizce ‘’ estimated’’ yani hesaplanmış GFR anlamına gelir. Bu değer kan kreatinini esas alan yaş, ırk gibi faktörleri de kullanan MDRD, GFR EPİ, Schwartz gibi formüllerle hesaplananan değerleridir. Hiçbir zaman kreatinin klirensi gibi duyarlı değildirler ancak yatak başı fikir vermek içindir. Bir de kreatinin böbrek yetmezliğinin ileri veya hafif olduğu dönemlerde tüplerden kreatinin sekresyonu değişebileceğinden böbrek yetmezliğinin hafif ve ileri dönemlerde yanıltıcı sonuç verebileceğini de hatırlatmalıyım.