İşte Bu Doktor İndir
Zamanla ilişkisini anlatırken “Yekpare geniş bir anın, parçalanmaz akışında…” der Ahmet Hamdi Tanpınar. Bütünleşme, sonsuzluk, bir-eş olma halini tarif eden bu dizeler de tıpkı Kurt Lewin’ in Alan kuramında belirttiğiyle eşdeğer bir anlam ifade eder. Kurt Levin alan kuramında “İnsanlar, farklı parçaları (nesneleri) birbirinden bağımsız olarak değil, anlamlı bir bütün halinde organize ederek algılarlar.” Bu demektir ki, yaşantılarımızı parça parça değil de süreğen bir bütün olarak algılarız ve buna bağlı olarak, yaşantıları (uyaranları) bir bütün haline getirmeye çalışırız, bu da bizi ikinci önermeye götürmektedir: “İnsanlar eksik olan şeyleri tamamlama eğilimindedirler.” Bu konuda yapılan deneyler ve tüm bilimsel çalışmaların ışığında tamamlanmamış işler kavramı şöyle açıklanabilir: İnsanlar, daha önce tamamlayamamış oldukları işlerini (ihtiyaç, temas veya duygularını) tamamlama eğilimindedirler; tamamlayamamış oldukları işleri tamamlayana kadar unutmazlar ve tamamlanmamış işlerini tamamlayabilmek için çeşitli yollar ararlar. Bitmemiş meseleler günlük hayatta yapmak istenip yapılmayan ya da yapılamayan şeyler olabileceği gibi kişilerarası ilişkilerde çözüme ulaştırılamamış sorunlar, ifade edilemeyen duygular ve kişinin kendi içinde çözemediği ya da çözmekten kaçındığı problemleri içerebilir. Sağlıklı biçimde doyurulmamış, bitmemiş, kişilerin hayatta takılıp kaldıkları aşamalardan oluşur. Bitmemiş meselelerin olduğu yerde kişi “şimdi ve burada” içinde geçmiş bir dönemdeki yaşantının ihtiyacını karşılamanın gerginliği, huzursuzluğu, kaygısı içinde olur. Bu bitmemiş meselelerin tamamlanabilmesi için ise enerjinin ortaya çıkması gerekir. Duygular bu enerjinin açığa çıkabilmesi için yön göstericidir. Bitmemiş meseleler bu enerji ve duygularla kişiyi gergin ve hazır bulunuşluluk içinde kalmasına yol açarak adeta yaydan fırlamaya hazır bir ok gibi hissetmek şeklinde deneyimlenir. Bu durum kişi için oldukça yorucu ve odaklanmaktan yoksun hale getirebilir. Çünkü şimdi ve burada’ da aranan şey geçmişin ta kendisidir. Bitmemiş meseleler kişinin hayatında farklı şekillerde ortaya çıkabilir. İhtiyacın sağlıklı karşılanmasına engel olan, kesintiye uğrayan döngü tekraren hayata geçmeye, şimdi ve buradayı işgal etmeye başlar. Bitmemiş meselelerin diğer ortaya çıkış şekli ise “sabitleşmiş gestalt”lardır. Sabitleşmiş gestalt kişinin çocukluk döneminde yaşadığı travmatik ve zor olayların yarattığı olumsuz duygularla baş edilememesinden dolayı bu duygulara yol açan ihtiyaçların karşılanmasından vazgeçilir. Bu vazgeçiş sabitleşerek ihtiyaçların karşılanmaması haline sabitlenir. Erken, uygun olmayan bir biçimde kapanarak sabitlenen bu yaşantılar yetişkinlik döneminde de aynı şekilde sürdürülür. Örneğin; anne-babasının şiddetli tartışmalarına şahit olan bir çocuk bu tartışmaların yarattığı korku, kaygı gibi zor duygulardan kaçınmak için yemek yemeye, bebeklerine yemek yedirme oyunu oynamaya başlar ve bunu yaptığında tartışmanın yarattığı olumsuz duyguları yatıştırabildiğini keşfeder. Aynı çocuk büyüyüp yetişkin olduğunda da ne zaman kaygıyla karşılaşsa kendisini yemek yerken bulabilir. Bunu engellemek, değiştirmek için kendisini zorlasa da kaygı duygusunun ebeveyniyle olan bağlantısındaki çözülmemiş yerine temas etmedikçe bu durum değişmeyecektir. Geştalt Terapi Yaklaşımı’nda geçmişte yaşanan ve tamamlanamayan, çözümlenemeyen çatışmalar veya ifade edilmeyen/edilemeyen duygular tamamlanmayı beklerler ve bu süreçte yeterli güce ulaştıklarında, bireyde yoğun rahatsızlık veren endişe ve sıkışmışlık hissine, kompulsif hareketlere (sürekli yaşanan olayı düşünmek, söylenmesi gereken sözleri tekrarlamak gibi), utanç duygusuna, ve kişiye zarar veren birçok duruma sebep olur. Bunun yanında ülser, gerilim baş ağrıları, boyun ve sırt ağrısı, artrit ve astım gibi rahatsızlıkların tamamlanmamış işlerle ilgili olabileceği öne sürülmüştür. Çok yoğun olumsuz duygulara yol açmış hiçbir yaşantı hiç yaşanmamış gibi olamaz, ancak artık kişiyi rahatsız etmeyecek, sağlıklı bir şekilde ele alınacak, hatırlanacak birer anı haline getirilebilir. Geştalt terapi bu bilgilerden yola çıkarak danışanın hazır olma durumuna göre terapi esnasında, “şimdi ve burada” uygun eşlikle yaşanarak, tamamlanmamış işlerin üzerinde çalışır. Bu çalışmalarda: Tamamlanmamış işlerin fark edilmesi, tamamlanmamış işlerle ilgili anıların yeniden yaşanarak temelindeki ihtiyaçlara ulaşılması, danışanın bunlarla ilgili duygularını ifade etmesi, bu ihtiyaçların “şimdi” karşılanabilmesi için danışana alternatif yollar ve beceriler kazandırılması şeklinde yapılmaktadır. Bu amaçlara ulaşıldığı takdirde, daha önceden belirtilen, geçmişte tamamlanmamış işler tarafından tutulan enerjinin ortaya çıkması ve kişinin yaşadığı ve yaşayacağı anlar için kullanılması mümkün olur.