BİLİŞSEL BECERİLER
Keyfi Uygulanabilir İlişkisel Yanıtlama Becerisi Hakkında
Öğrenme; anne karnından itibaren başlayan dinamik bir süreçtir. Bedenimizin milyarlarca
yıllık bilgeliği ama bir o kadar da sınırlılığı, sosyal yaşantımızın kabulleniciliği ama zaman
zaman zorbalığı, zihnimizin engin kapasitesi ama içinde barındırdığı ilkelliği öğrenme
becerilerimizi etkiler.
Öğrenme; kabaca zihinsel ve dil gelişimi, sosyal, bedensel ve bilişsel gelişim ve farkındalık
gibi gelişimle kazanılan becerileri kapsar. Öğrenme davranışı, özellikle Bilişsel Psikoloji’de
yer alan önemli kavramlardandır ve dikkat, konsantrasyon, bellek, algı gibi parametrelerle ele
alınır. Bu yazıda ise, bu derin konunun kıyısında kalmış, klinik psikoloji alanında
zenginleştirilmiş, İlişkisel Çerçeve Kuramı’nın temeli olan bir kavramdan, “Keyfi
Uygulanabilir İlişkisel Yanıtlama Becerisi” (arbitarly applicable relational responding)
kavramından kısaca bahsetmek istiyorum.
Öğrenmemizi Etkileyen Bazı Bilişsel Becerilerimiz Nelerdir?
Zihnimizin ve bedenimizin bilgeliği sayesinde bazı şeyleri sil baştan öğrenmemize gerek
kalmaz. Örneğin; zihnimiz doğuştan getirdiğimiz Çok Yönlü İlişkilendirme Becerisi’ne
sahiptir. Böylelikle bir çocuğa “Bu kalem kırmızı.” dediğimizde, “Kalem yeşil ya da beyaz ya
da sarı değil.” dememize gerek kalmaz. Çocuk, kalemin kırmızı olduğunu söylemimizle,
kalemin beyaz ya da yeşil olmadığını öğretilmeden anlar (iki yönlü ilişki). Benzer şekilde
zihnimizin doğuştan getirdiği Eşdeğerlik İlişkisi Kurma Becerisi de vardır. Bir çocuğun
bisikletine “Kırmızı” ismini verdiğimizde, başka bir zaman çocuğun bisikletine “İki tekerlekli
zincirli araç” dediğimizde, kendi bisikletini ve ismi olan “Kırmızı” söylenmese de kişi
zihninde anacaktır. Bu ilişkilendirmeler somuttur; büyüklük, şekil, renk gibi keyfi olmayan
özelliklere göre yapılmıştır.
Keyfî Uygulanabilir İlişkisel Yanıtlama Becerisi Nedir?
Öğrenme, herhangi bir uyarana verdiğimiz tepkidir, buna kabaca “İlişkisel Yanıtlama”
diyebiliriz. Dil becerisi, bireysel ve kültürel farklılıklar, herhangi bir uyaranla kurduğumuz
ilişkisel yanıtları çeşitlendirir. Aslında bir nevi zenginleştirir. “Kırmızı” adını duyduğumuzda
sadece “zincirli araç” olarak ilişkilendirmek nerdeyse namümkündür. Kırmızı, aslında somut
bir kavramdır ama ilişkisel yanıtlama becerisi sebebiyle anlamı derinleşmiş; kişinin
babaannesinin bahçesi ile, koşulsuz sevilmesi ile, begonvillerle ilişkilendirilmiş olabilir. Bu
açıdan baktığımızda aslında; bir uyaran hiçbir zaman sadece bir uyaran değildir. Yani
Kırmızı, kırmızı olmaktan çıkar; çocukluk deneyimlerimizdeki bağlamsal değişkenlerin
(babaanne bahçesi) etkisi ile anlam kazanan yanıtlama biçimlerimize (koşulsuz sevgi) yani
keyfi çıkarımlarımıza göre; koşulsuz sevgi, huzur gibi kavramlarla ilişkili bir şekilde
yanıtlanmış olur. Zihin bunu kendiliğinden, keyfi bir şekilde yapar. Böylelikle beynimizdeki
sinaptik bağlantılar aktive olur, çok yönlü ve derin bir şekilde aktif olan beyin, ‘‘Keyfî
Uygulanabilir İlişkisel Yanıtlama’’ becerisini kullanmış olur.
Keyfî Uygulanabilir İlişkisel Yanıtlama Becerisini, bağlamdan yani bulunduğumuz ortam ve
kültürden bağımsız değerlendirmemiz oldukça olanaksızdır. Bir uyaranın zihnimizdeki
örüntüsü, bulunduğu bağlamla şekillenir. Bunu daha iyi açıklamak için bir nesneyi ele alalım;
bir kalem, bir zeytin, bir kağıt… Ayvalık için zeytin ile ilgili ilgili herkesin bir çok anısı vardı.
Ayvalıklı Ali’ye zeytin denildiğinde, hasat zamanı, geçim kaynağı, eskiden fütursuzca
satılmış bir zeytinliğin aşılmamış hüsranı aklına gelebilirken, Anakara’lı Ali’ye zeytin
denildiğinde, kahvaltılık bir malzeme olarak anabilir. Zeytin, birinde kocaman bir yas
döngüsünü anımsatırken, başkası için besinden öte değildir. Ortam ve koşullarımız uyarının
anlamını derinleştirebilir.
Keyfî Uygulanabilir İlişkisel Yanıtlama Becerisinin Günlük Yaşantımıza Etkileri Neler
Olabilir?
Gün içerinde binlerce hatta milyonlarca uyarana maruz kalıyoruz. Bu uyaranlardan bazıları, o
anki durumla bağlantısı olmasa da, şimdi ki yaşantımızı bozabilir, duygusal çöküntüye,
kaygıya ya da endişeye, güvensiz hissetmemize sebep olabilir. Bu basit bir uyaran da olabilir.
bir gitar, bir zeytin, bir perde. Neden? Geçmiş yaşantımızdaki keyfi ilişkisel yanıtlarımız
sebebiyle. Rutin bir işimizdeyken sıradan bir uyaran sebebiyle geçmiş deneyimimiz şimdiki
ana taşınır ve yeniden acı veren nahoş duyguları yaşamımıza sebep olabilir. Perde, geçmişte
kişinin annemizin gece gündüz çalışmasına sebep olan nesne olabilir ve bu ilişkisel ipucu,
şimdiki anımızı bozabilir. O nesneyle ilişki olan örseleyici yaşantı zihnimizde, belleğimizde,
bedenimizde yeniden yaşamamıza sebep olur.
Sevgi ve saygılarımla…
Psikolog/Aile Danışmanı
Meltem Şahiner
İlk Nefes Psikoloji ve Atölye Merkezi
Ayvalık/Balıkesir