Her şeyi kafama takıyorum!
Bir insan takıntılı biriyim derken aslında bize şunu anlatmak ister: “Her şeyi kafama takıyorum. Duyduğum önemsiz bir söz beni incitiyor. O anda tepki veremiyorum ama sabaha kadar gözüme uyku girmiyor. Başka bir insanın farkına bile varmayacağı bir şeyi, ben günlerce kafamdan atamıyorum.”
Takıntılı insan derken kastettiğimiz, her şeyi değil, bir veya birkaç düşünceyi kafasına takan kişidir. Takıntı (obsesyon) insan zihninin istenmeyen bir özelliğidir. Aklımıza bir düşünce gelir oturur, bir türlü oradan kalkmaz. Ne yaparsak yapalım, o düşünce veya hayal oradadır.
Obsesyonlar, gitmeyen, istenmeyen ve aşırı sıkıntıya yol açan düşünceler, görüntüler veya fikirlerdir. Kompulsiyon ise takıntılarının (obsesyonların) neden olduğu yoğun sıkıntı ve huzursuzluğu azaltmak ya da ortadan kaldırmak üzere yapılan yineleyici davranış ve zihinsel eylemlerdir. Takıntılı düşüncelerin günlük yaşamımızı etkileyecek, günlük aktivitelerimizi kısıtlayacak düzeye gelmesi durumunda buna Obsesif-Kompulsif Bozukluk (OKB) adı verilir. Örnek vermek gerekirse kişinin aklına kirlendiği düşüncesinin gelmesi takıntı (obsesyon), gidip ellerini yıkaması ise kompülsiyondur.
Sık görülen takıntı (obsesyon) ve kompulsiyon çeşitlerinden bazıları şunlardır:
Takıntı (obsesyon, saplantı) |
Kompülsiyon (zorlantı) |
Bulaşma takıntısı: Pislik, mikrop gibi maddelerin bulaşmasından korkma |
Yıkama kompulsiyonu: Tekrar tekrar el yıkama, banyo yapma, evi temizleme |
Şüphe takıntısı: Kapıyı kapattığından, ütünün fişini çekip çekmediğinden vs. emin olamama |
Kontrol kompulsiyonu:Evden çıkmadan önce defalarca prizleri kontrol etme |
Dini takıntılar: Günahkar düşünmekten korkma, günah işlediğini düşünme |
Dua etme kompulsiyonları: Aynı duayı defalarca tekrarlama, tövbe etme |
Düzen ve simetri takıntısı: Eşyaların düzenli ve simetrik olmamasından aşırı rahatsızlık duyma |
Düzen ve simetri kompulsiyonu: Yürürken çizgilere basmama, eğri duran tabloları düzeltme |
Takıntı (Obsesif-Kompulsif Bozukluk) Belirtileri nelerdir?
– Pislik veya mikrop bulaşmasından korkma
– Başkasına zarar vermekten korkma
– Hata yapmaktan korkma
– Rezil olmaktan veya sosyal açıdan kabul edilemez bir şekilde davranmaktan korkma
– Günahkâr düşünmekten korkma
– Düzen, simetri, kusursuzluk ihtiyacı
– Aşırı kuşku ve sürekli güvence ihtiyacı
Kompulsiyonlar için belirtiler ise aşağıdaki gibidir:
– Tekrar tekrar yıkanma, duş alma veya ellerini yıkama
– El sıkışma veya kapı koluna dokunma gibi hareketleri reddetme
– Kilit, ocak gibi şeyleri sürekli kontrol etme
– Rutin işleri yaparken içinden veya yüksek sesle sürekli sayı sayma
– Sürekli bir şeyleri belli bir biçimde düzenleme
– Belirli bir sıraya göre yemek yeme
– Genellikle rahatsız edici olan, akıldan çıkmayan ve uykuyu bölen kelimelere, görüntülere veya düşüncelere takılıp kalma
– Belirli kelimeleri, cümleleri veya duaları tekrarlama
– İşleri belirli bir sayıda yapma ihtiyacı
– Değersiz şeyleri toplama veya biriktirme
Obsesif Kompulsif (Takıntı) Bozukluğunun Nedenleri Nedir?
Biyolojik sebepler: Obsesif kompülsif (takıntı) bozukluğunun beynin yapısındaki ve faaliyetlerindeki bozukluklarından kaynaklandığını ispatlayan çeşitli bulgular vardır. Bu bozuklukta, beyindeki serotonin düzeyinin azaldığı ve yeterince etki göstermediği ortaya çıkmıştır. Serotonin dengesizliğinin ebeveynden çocuğa geçtiğine dair kanıt da vardır. Bu da obsesif-kompulsif bozukluğun genetik olabileceğinin göstergesidir. Etraftaki insanların takıntı hastalığı olan insanlara öğüt vermelerinin hiçbir faydası olmaz. Örneğin el yıkama takıntısı olan birine ellerin kirli değil, az önce yıkadın, iradene sahip ol ve elini yıkama gibi sözlerin hiçbir etkisi olmaz.
Çevresel faktörler: Bazı çevresel faktörler kişide var olan bu rahatsızlığı kötüleştirebilir, tetikleyebilir. Bunlar;
- Taciz
- Yaşamsal değişiklikler
- Hastalık
- Sevilen birinin ölmesi
- İş veya okulla ilgili değişiklikler veya problemler
- İlişkiyle ilgili kaygılar
Obsesif Kompulsif (Takıntı) Bozukluğunun Tedavisi
Obsesif-kompulsif bozukluğuyla ile ilgili saplantılar günlük yaşamı zorlaştırıcıdır ve kendi kendine geçmez. Bu bozukluk için en etkili tedaviler bilişsel davranış terapisi ve ilaç tedavisidir.
*Bilişsel-Davranışçı Tedavi
Obsesif hastalar kaygı verici düşünceler ile bu düşüncelerden kaçarak ve kaçınarak başa çıkmaya çalışırlar. Ne var ki düşüncelerden kaçmaya çalıştıkça bu düşünceler daha da artmakta ve böylelikle kısır bir döngü oluşmaktadır. Davranış tedavilerinde amaç hastayı kaygı veren ve kaygı oluşturduğu için kaçma ve kaçınma davranışlarına neden olan düşüncelerle (obsesyonlar) karşı karşıya getirmek ve bu karşılaştırmanın oluşturduğu kaygıyı azaltmak için devreye giren tekrarlayıcı davranışları (kompulsiyonlar) engellemektir. Bilişsel ve davranışçı terapiler hem hastalığın tedavisinde hem de özelikle tekrarlamaların önlenmesinde çok önemli bir yer tutmakta, tedavide bazen tek başlarına bazen de ilaç tedavileri ile birlikte kullanılabilmektedirler. Bilişsel davranışçı tedavi seçenekler içinde en etkili ve önemli olanıdır.
*İlaç Tedavisi
Özellikle serotonin sistemi üzerinde etkili olan ilaçlar OKB tedavisinde oldukça yararlı olmaktadır. Tedavinin ilk günlerinde hafif bulantı, baş ağrısı, uyku bozukluğu, midede huzursuzluk gibi geçici yan etkiler ile hastaların çoğunun dile getirmeye çekindikleri cinsel yan etkiler görülebilir. Ancak bu grup ilaçlar genellikle hastalar tarafından kolaylıkla kullanılan ve kullanımları sırasında bir sorun yaşanmayan ilaçlardır.
Etkilerinin görülmesi için iki hafta kadar beklemek gerekir. İlacın etkili olup olmadığına karar vermek için en az 10 hafta süre geçmesi beklenmelidir. Etkili olduğuna karar verilirse tedavinin gerekirse günlük doz arttırılarak en az iki yıl sürdürülmesi gerekir.
Bilişsel davranışçı terapi ve ilaç tedavisinin mutlaka ruh sağlığı uzmanı tarafından planlanması gerekmektedir.