Genç yetişkinlik dönemi kimliğin biçimlendiği, meslek edinmenin gerçekleştiği, uz un vadeli eş seçiminin gerçekleştirildiği ve böylece ebeveynden bağımsızlık kazanılan 17-40 yaş aralığını ifade etmektedir (Çelen, 2007). Genç yetişkinlik döneminde birey çocukluk ve ergenlik dönemine geçerek duygusal ve ekonomik açıdan bağımsız olmaya başlamaktadır. Böylece birey sosyal hayatta kendisine yer bulma mücadelesi göstermektedir. Birey bu dönemde kurduğu yakın ilişkiler uzun vadeli eş seçimi açısından önemlidir (Eryılmaz, 2004). Genç yetişkinlik dönemi bireyin kimlik arayışından çıkarak kendi kimliğini diğer kişilerle kaynaştırmaya çaba gösterdiği bir dönemdir. Bu dönemde genç yetişkin yakın ilişkiler kurmaya isteklidir (Eryılmaz, 2004).
Benlik kavramı, psikolojide araştırmacıların en sık araştırma yaptıkları kavramlardan birisidir. Genel olarak benlik, bireyin kendisiyle ilgili düşünceleri, inançları ve kişisel özellikleri hakkında sahip olduğu bilgileri ifade etmektedir (Gecas, 1982). Türk Dil Kurumunda (TDK) ise benlik bir kişinin kişiliği, öz varlığı, onu kendisi yapan şeyler, şahsiyet ve kendilik olarak tanımlanmaktadır (TDK, 2021). Bireyin kendisiyle ilgili düşünceleri ve kendisi hakkında yaptığı değerlendirmeler onun nasıl biri olduğunu ve davranışlarını belirleyen temel faktörlerdendir (Mann vd., 2004). Benlik saygısı ise bireyin kendisine yönelik tutum, duygu ve düşüncelerinin bütünüdür. Birey kendini değerlendirme sürecinde olumlu bir tutum ve algıya sahipse benlik saygısı yüksek olmakta, bu süreçte olumsuz bir tutum sergiliyorsa benlik saygısı düşük olmaktadır (Rosenberg, 1986). Başka bir tanımlamaya göre benlik saygısı, bireyin kendisini sevmesi, öncelik vermesi, ihtiyaçlarını karşılaması ve itibarlı bir konuma getirmesidir (McMahon, 2009). Flouri’ye (2006) göre benlik saygısı, bireyin genel olarak kendisini veya benlik kavramını değerlendirmesinin miktarını belirleyen bir yapıdır. Coopersmith’e (1967) ise benlik saygısını, bireyin benlik kavramını zihninde değerlendirerek kendini başarılı, yetenekli, önemli ve değerli olarak algılama derecesi olarak açıklamaktadır.
Yüksek veya düşük benlik saygısı, bireyin yaşamındaki olaylarla nasıl baş ettiğini ve ilişkilere bakışını belirlemede önemli bir rol oynar (Duclos ve Kunal, 2010). Çocukluk ile birlikte gelişen benlik saygısı yaşamsal olaylarla şekillenerek belirli bir süreden sonra tutarlı bir hal almaktadır. Ayrıca benlik saygısı bireyin becerileri ve başarıları, stresle başa çıkma yeteneği ve sosyal ilişkileri üzerinde de etkili olmaktadır (Özkan, 1994). Bunun için benlik saygısının bireyin kişiliğinin oluşumunda, kariyerinde, sosyal ilişkilerinde ve ruh sağlığındaki etkisinin önemli olduğu düşünülmektedir. Benlik duygusu doğumla birlikte gelen bir duygudur. Ancak çocuk doğduğunda kendisi ile başkaları arasında ayrım yapamaz iken zaman içerisinde yaşı ilerledikçe kendisi ile çevresi ayrıntısında ayrım yapmaya başlamaktadır. Bu durumda benlik saygısı bireyin yaşamsal deneyimleri sonucunda kurduğu ilişkiler ve çevre ile etkileşimleri sonucunda gelişen bir olgudur (Yılmaz, 2009). Sosyalleşen birey çevresiyle etkili iletişim kurmaya başladıkça sosyal çevresinin kendisi açısından önemi artmaktadır. Bireyin ebeveynleri, çevresi ve akranlarıyla kurduğu ilişki onun geleceğini şekillendirmekte ve benlik oluşumuna katkı sağlamaktadır. Dolayısıyla çocukların yaşadıkları olaylar hayatlarında bazı izler bırakır. Kendisine sürekli hakaret edilen ve aşağılanan çocuklar olumsuz benlik saygısına sahip olurken belirli bir süreden sonra kendisinden nefret etmeye başlar. Bu nedenle bireyin benlik saygısı ilişki içinde olduğu kişiler ile yaşadığı deneyimler sonucunda oluşmaktadır (Kan, 2018).
-
-
-
- Genç Yetişkinlik Döneminde Benlik Saygısı Gelişimi
-
-
Genç yetişkinlik döneminde birey sağlam dostluklar kurmaktadır. Bireyin kurduğu samimi ve güçlü arkadaşlık ilişkileri ve dostluklar benlik saygısının yüksek olmasına ortam hazırlamaktadır. Çevresi ile iyi ve uyumlu ilişki kuramayan genç yetişkinler ise düşük benlik saygısı geliştirmektedir (Kan, 2018). Araştırmalar genç yetişkinlik döneminin benlik saygısına etkisi açısından riskli bir dönem olduğunu ortaya koymaktadır. Genç yetişkinlik dönemine kadar benlik saygısını bir şekilde geliştiren ve devam ettiren bireyler bu dönemde benlikle ilgili farklı kavramları yeniden değerlendirmeye almaktadır. Bu dönemde bireyler kim olduklarını, nasıl biri olduklarını ve olacaklarını, düşüncelerini ve hislerini gözden geçirmektedir. Böylece geçmiş yaşantılarını yeniden değerlendirmektedir. Bireyin önceki dönemde oluşturduğu benlik gelişimi genç yetişkinlik dönemindeki benlik saygısını etkilemektedir. Genç yetişkinlik döneminde bireyin benlik saygısı bazı faktörlerden önemli ölçüde etkilenmektedir. Bunlar; bireyin yakın çevresi ile ve ailesi ile kurduğu ilişkiler ve kurumsal çevre ile kurduğu ilişkilerdir (Yörükoğlu, 1993).
Genç yetişkinlik dönemi gelişimsel alanlardan birisi bilişsel gelişimdir. Bilişsel gelişim sürecinde birey soyut düşünme becerisini geliştirmektedir. Bu dönemde genç birey özellikle huy ve davranışlarını sıkça gözden geçirmektedir. Benlik saygısı açısından oldukça önemli olan bu faktörler bireyin yaşamının bu yıllarında bedeni ile ilgili düşüncelerini şekillendirmekte ve buna yönelik tepkilerini etkilemektedir Bu durum genç bireyin kendi benliği ile ilgili saygısını ortaya çıkarmaktadır. Dış görünüşünden ve fiziğinden rahatsız olmayan genç birey olumlu benlik saygısı geliştirmektedir. Buna karşın dış görünüşünden ve fiziğinden memnun olmayan genç bireyler ise olumsuz benlik saygısı geliştirmektedir. Genç yetişkinlik döneminde bireyin dış çevresinden aldığı beğenilme ve kabul edilme duygusu benlik saygısını olumlu yönde etkilemektedir. Buna karşın dış çevreden gelen olumsuz ve örseleyici tepkiler genç bireyin benlik saygısını olumsuz etkilemektedir (Garland vd., 2012).
Literatürde benlik saygısını ele alan farklı yaklaşımlar bulunmaktadır. Genel olarak bu yaklaşımları iki kategoride ele almak mümkündür.
Psikanalitik Kurama Göre Benlik Saygısı: Psikanalitik kuramının kurucusu Freud, benliği bireyin gerçeklik ilkesine göre hareket eden ve içsel dürtüler ile bireyin dış dünya ile arasındaki dengeyi sağlayan gerçekçi değerlendirmeler yapabilen ve mantıklı düşünen bölümü olarak açıklamaktadır (Bacanlı, 2002). Psikanalitik yaklaşıma göre benlik egonun karşılığını oluşturmaktadır. Alt benliğin karşılığı ise id’dir. İd, haz odaklı hareket etme anlamına gelir ve doğuştan gelmektedir. Bu oldukça bencildir, tek amacı ihtiyaçları karşılamaktır. Bu nedenle toplumsal ve fiziksel sınırları dikkate almamaktadır. Bireyin benliği ise İd’den ayrılmaya başlayarak gelişmektedir. Benliğin temel ilkesi gerçekliktir. Ego ise alt benliğin beklentilerinin karşılanmaması durumunda yaşanan gerilimi azaltmaktadır. Benliğin son aşamadaki gelişimi ise üst benliktir. Bunun diğer adı süperego’dur. Bireyin içerisinde yaşadığı toplumda etkili bir şekilde var olmasını sağlamaktadır. Üst benlik bireyin çevresi ile kurduğu etkileşim sonucunda ortaya çıkan bir yapıdır ve benliğin vicdani yönünü temsil etmektedir (Duman, 2016).
Varoluşçu Yaklaşıma Göre Benlik Saygısı: Bu yaklaşıma göre benlik saygısı bireyin yaşantısının önemsizliği ile ilgili kaygılarını azaltan bir araç olarak toplum içerisinde kendisini önemli bir birey olarak algıladığında ortaya çıkmaktadır. Bireyin kendisini önemli bir kişi olarak hissetmesi içerisinde yaşadığı topluma sosyal açıdan önemli katkısı olduğunu düşünmesi yaşamı ile ilgili kaygılarını engellemektedir (Hamarta, 2004). Dolayısıyla benlik saygısı bireyin yaşadığı kaygıyı engelleyen tampon görevini görmektedir.
Benlik saygısı; bireyin ebeveynin öz ve üvey olması, eğitim seviyesi, hayatta olup olmaması, mesleği, aile yapısı, gelir durumu ve kardeş sayısı gibi bazı sosyo demografik faktörler ile ilişkilidir. Bunun yanında bireyin anne ve babası tarafından istenen bir kişi olup olmadığı veya doğum sırasında anneye zorluklar yaşatıp yaşatmadığı da ebeveynin çocuğa yönelik tutum ve davranışlarını etkilediği için dolaylı olarak benlik saygısı üzerinde etkili olmaktadır (Baybek ve Yavuz, 2005).
Bireyin kim olduğu sorusuna verdiği yanıtla ilişkili benlik kavramı ideal benlik, benlik algısı ve benlik saygısı bileşenlerinden oluşmaktadır (Asıl, 2017). Benlik algısı, bireyin kendisine yönelik algıladığı imajı ifade ederken; ideal benlik bireyin olmak istediği yerdir (Yandı, 2013). Benlik saygısı veya başka bir ifadeyle özsaygı ise bireyin kendisiyle ilgili düşünceleri veya kendisini değerli bir kişi olarak algılama düzeyidir (Doğan, 2011). Benlik saygısının üç bileşeni vardır. Bunlar: Yeterlilik, başkalarının saygısı ve bireyi bu iki kaynağı kendisi açısından değerlendirmesi yani kendiliktir. Başkalarının saygısı, bireyin olumlu duygusal etkileşimini ve kendisini sevmesini geliştirmektedir. Böylelikle yeterlilik ve duygusal kendilik oluşmaktadır. Birey, nelerin sevilebilir ve değerli olduğu düşüncesini ortaya koyarak bilişsel egemenliği ve kendiliği sağlamaktadır. Birey farkına varsın veya varmasın başkalarının düşünceleri, duyguları ve yaklaşımları kendiliğinin parçası haline dönüşmektedir. Bu nedenle saygılı ve özverili davranma gibi davranışlar hem toplumsal ilişkilerin sağlıklı bir şekilde yürütülmesi açısından gereklidir hem de bireyin benlik saygısı ve psikolojisi açısından da önemlidir (Asıl, 2017).
Arıcak (2005) yaptığı bir araştırmada cinsiyete göre öğrencilerin benlik saygısı incelendiğinde kız öğrencilerin erkek öğrencilere göre daha yüksek benlik saygısına sahip oldukları bulunmuştur. Yine aynı araştırmada karşı cinsten duygusal bir beraberliği olan öğrencilerin benlik saygısı, öyle bir beraberlik yaşamayan öğrencilerin benlik saygısından daha yüksek olduğu görülmüştür. Sonuç olarak bu araştırma sonucunda, cinsiyet ve karşı cinsle duygusal ilişki alt boyutları arasında benlik saygısı için anlamlı bir farklılık gözlenirken; her iki değişken bir arada ele alındığında benlik saygısı açısından bir farklılık yaratmadıkları görülmüştür.
Şimşek ve Kavas (2018) ise yaptıkları çalışmada araştırmanın değişkenleri olan benlik saygısı ile flörtte fiziksel şiddete yönelik tutum arasında hem erkeklerde hem de kadınlarda pozitif yönde anlamlı bir ilişki olduğunu tespit etmişlerdir. Buna göre benlik saygısı arttıkça erkeğin de kadının da flörtte uyguladığı fiziksel şiddete yönelik tutumu olumlu yönde artmaktadır. Kişilerin kendileriyle ilgili algıları olumlu düzeyde artış gösterdikçe flörtte fiziksel şiddete olan eğilim de olumlu yönde artmaktadır.
Bireyin kendisiyle ilgili değerlendirmelerinde olumlu bir tutum içerisinde olması benlik saygısının yüksek olduğunu; olumsuz bir tutum içerisinde olması ise benlik saygısının düşük olduğunu ortaya koymaktadır. Yüksek benlik saygısına sahip olan kişiler kendileriyle ilgili tutarlı ve kararlı düşüncelere sahip olmalarının yanında güvenli ve iyimser davranışlar sergiler ve bir işi başarılı şekilde bitirme isteğine sahiptirler. Ayrıca eleştiriye açık, iç kontrol odağı yüksek, girişimci, potansiyelinin farkında olan, yaşamı seven ve otoriteye karşı rahat ve esnek tavırlar sergileyen kişilerdir (Öz ve Yılmaz, 2009). Diğer taraftan düşük benlik saygısına sahip olan kişiler ise kendileriyle ilgili belirsiz ve tutarsız düşüncelere sahip olmalarının yanında kendilerine güvenmeyen, hoşnutsuzluk duyan, kararsız, kolayca vazgeçen, uyku ve yemek sorunlarıyla uğraşan, öfke problemi yaşayan, sızlama ve ağrı gibi somatik belirtiler gösteren dış kontrol odaklı kişilerdir (Seyhan ve Zincir, 2009).