İşte Bu Doktor İndir
Bel kayması isminden de anlaşılacağı üzere bir omur cisminin diğeri üzerinde öne ya da arkaya doğru kayması ile karakterize bir hastalıktır. Çoğunlukla 40 yaş sonrası dejeneratif nedenlere bağlı olarak ve bazen de doğumsal bel bölgesi anatomik yapılardaki zayıflıklara bağlı veya geçirilen müteakip bel ameliyatlarının bir komplikasyonu olarak erken yaşlarda da karşımıza çıkabilmektedir. Bel kaymaları arada önemsiz bel ağrılarına sebep olan çok küçük milimetrik boyutlarda olabileceği gibi, belirgin fonksiyon kayıplarına (yürümede kısıtlılık), hatta felç durumlarına sebep olan ileri boyutlarda da olabilir. Muayenede hastanın en çok şikâyet ettiği şey özellikle ayakta durmakla ve yürümekle şiddetli bel ağrısı, ayaklarda uyuşukluk, kuvvet kaybıdır. Öyle ki; hasta 100m yürüyorum ve oturma ihtiyacı duyuyorum der. Bunun başlıca sebebi omurganın içinden geçen ve bacaklara giden sinirlerin kaymanın etkisi ile tıpkı omurilik kanal darlığında olduğu gibi sıkışması ve gerilmesidir. BEL KAYMASI TEDAVİSİ Bel kayması tedavisi diğer bel hastalıklarında da olduğu gibi hastalığın derecesi ile ilgilidir. Sadece zaman zaman olan bel ağrılarına sebebiyet veren milimetrik kaymalarda ilaçlarla, daha ileri safhada şikâyetlere neden olan hastalarda ise fizik tedavi gibi yöntemlerle tedavi yapıyoruz. Ancak nadiren bu hastalığa bağlı fonksiyon kaybı gelişen ve yaşam kalitesi ileri derecede düşen hastalarda, hekimin muayene ve tetkiklerde bu bulguları destekleyen bazı kriterlerin oluşması durumunda cerrahi tedavi yapılır. Cerrahi tedavi omuganın her iki yanına yerleştirilen titanyum vidaların birbirine bağlanması ve böylece kayan omurların sabitlenmesi prensibine dayanır. Bu ameliyatı geçiren hastalar 2 gece hastanede yatar, ameliyatın ertesi günü kalkar yürür ve kişisel ihtiyaçlarını görür vaziyette olurlar. Yaklaşık bir hafta bazen 10-15 güne uzayan ameliyatın etkisine bağlı giderek azalan bel ağrısı olur. Yara tamamen iyileştikten sonra kaymaya bağlı ağrılar tamamen geçer ve hasta eski fonksiyonlarına döner. Bu ameliyatı geçiren hastalar en geç 3 ay sonra her türlü sporu ve egzersizi yapar hale gelirler ve kesinlikle fonksiyonel olarak hayatlarında bir eksiklik hissetmezler. Vücuda konulan bu vidaların sonradan çıkarılması, vücudun uyum sağlamaması, paslanması v.s. gibi sorunlar kesinlikle söz konusu değildir.