Doğduğu günden itibaren yoğun ilginiz ve sevginizle büyüyen bebeğiniz, 6. Ay ile birlikte bazı kaygılar yaşayabilir. Siz yanından uzaklaştığınızda çığlık çığlığa ağlayabilir. Ani ve yüksek bir sesten, banyo yaptırırken sudan, onu sevmek isteyen bir kişiden korkabilir.
İlk aylarda bebeğiniz sesinizle, kokunuzla, dokunuşlarınızla kendini güvende hisseder ve sakinleşir. Azıcık uzaklaşmanız, onu huzursuzlaştırabilir. Anneye düşkünlük bu dönemde oldukça fazladır ve normaldir.
Çalışan anneler; bebeklerinin bakımı için bakıcı veya anneanneden/ babaanneden destek almak zorunda kalabilir. Akşam anne işten eve geldiğinde, bebek ona bakan kişiden ayrılmak istemeyip ağlayabilir. Bu durum; birçok çalışan anneyi psikolojik olarak olumsuz etkiler, suçluluk duyguları hissetmesine neden olur. Gün içinde onunla sürekli olarak ilgilenen kişiye yoğun bir bağ oluşturduğu için bu durum yaşanır. Anne psikolojik olarak etkilense de, aslında bu durumdan biraz mutlu olmalıdır. Bu demek oluyor ki; gün içinde onunla ilgilenen kişiyle yeterli bir bağ oluşmuş, o kişiye yakınlık hissetmiş ve bebeği kendini güvende hissediyor. Akşam annenin bebeğine göstereceği yakınlık, dokunuşlar ve sevgi sözcükleriyle kuracağı iletişim bebeği ile kuracağı güvenli bağlanma için yeterli olacaktır.
Bu yaş dönemleri için hazırlanan ADIM ADIM SETLERİNDE yer alan aktivitelerle bebeğinizle bağınızı kuvvetlendirebilirsiniz.
İki yaş civarında çocuğun; sürekli onunla ilgilenen kişiye düşkünlüğü devam eder. İki yaş sonuna doğru ise yoğunluğu azalmaya başlar. 18 ay civarında ayrılık kaygısı en üst düzeydedir. ”Yanımdan ayrılmıyor, hiçbir yere gidemiyorum” dediğiniz bir dönemdir.
3 yaş civarında; çocuğunuzun bilişsel gelişimine bağlı olarak ayrılık kaygısı azalır, siz de biraz rahatlarsınız. 3 yaş öncesinde bu ayrılığın sürekli olacağı endişesi yaşayan bebeğiniz, artık bu ayrılığın gün içinde geçici bir ayrılık olduğunun bilincindedir.
3 yaş, çocukların okul öncesi eğitime yavaş yavaş hazır olduğu bir dönemdir. Okula alıştırma süreci olumlu tamamlandıktan sonra siz yanında olmadan da güne devam edebilecek bir düzeydedir. Bu yaş civarında; sizin ve okulun (öğretmenin) tüm çabasına rağmen ayrılık kaygısı yoğun yaşanıyorsa bir uzmandan destek almak gerekebilir.
Ayrılık kaygısı yaşanan durumlarda; çocuğun ayrılıkla ilgili doğru ve anlayabileceği bir şekilde bilgilendirilmesi çok önemlidir.
Ayrılık sürelerini, kısadan uzuna yavaş yavaş çıkararak; aşamalı alıştırma yöntemi uygulamalısınız. Başlangıçtaki uzun süreli ayrılıklar güven duygusunu zedeleyerek psikolojik olarak çocuğunuzu zorlayabilir.
Ayrılık dönemlerinde; çocuğunuzu emanet ettiğiniz kişinin çocuğunuzla kuracağı yakın iletişim önemlidir. Önceden tanıdığı ve güvendiği bir kişinin yanında olması onu duygusal olarak rahatlatır.
Çocuğunuzun korku ve kaygılar yaşaması oldukça normaldir. Ani, tanımadığı yüksek seslerden, karanlıktan, hayaletlerden, canavarlardan, sizin ölmenizden, hastalanmanizdan endişelenebilir. Zihinsel gelişimlerine bağlı olarak bu tip korkular ortaya çıkabilir. Korkunun süresi, yoğunluğu ve çocuğunuzun günlük yaşamını engellemesi durumlarında bir uzmandan destek almanız gerekebilir.
Çocuğunuzun korkularını ifade etmesine izin verin. Nelerden korktuğunu tek tek öğrenin. Soyut veya somut, korktuğu şeyl için anlayabileceği şekilde açıklamalarınızı yapın ve korkularının üzerine yavaş yavaş giderek (sizin de desteğinizle) cesaretlenmesini sağlayın.
Onu anladığınızı sözlerinizle ve davranışlarınızla gösterin, ona yardım edeceğiniz konusunda güven verin.
Çocuğunuzun kendine güveninin gelişmesi için; 3 yaşından itibaren onu bazı şeyleri tek başına yapabileceği konusunda yönlendirin. Destekleyin ve cesaretlendirin.
Kendi kendine yetebilen ve bir şeyleri başarabildiğini deneyimleyen çocuğunuz çok daha mutlu ve korkusuz olacaktır.
Sağlıkla kalın..