Psikologlar olarak danışanlarımıza verdiğimiz temel bilgilendirme genellikle şudur: boşanma ya da ayrılık, sadece ilişkinin sonlanması, kaybı değil aynı zamanda sevilen birinin kaybı demektir. Daha önce yaşanan ve etki bırakan tüm kayıpları tetikler ve bu nedenle de yoğun bir duygulanımın oluşmasına neden olur. Bu bilgide bir sıkıntı yok ve tamamıyla gerçeği yansıtıyor. Ancak son zamanlarda yapılan bir araştırma, özellikle terk edilen, terk edildiğini hissettiren bireylere yaklaşımda, biz uzmanlara farklı bir gözlük daha sundu…
Romantik bir ilişkide yaşanan terk edilmenin yarattığı acı, sadece psikolojik yaralanmalardan kaynaklanmıyor. Yaşanan bu acı, beyinde motivasyon, ödül ve bağımlılıkta yaşanan madde yoksunluğuna benzer bir aktivasyonun oluşmasına neden olmakta.
Bir grup araştırmacı, terk edilen kişilerde oluşan bir dizi reaksiyonun fiziksel nedenlerini anlayabilmek için, beyin görüntülerine bakmaya karar verdi.
Araştırmada eski sevgililerine hala “aşık” olduklarını belirten bir grup kadına, eski erkek arkadaşlarının resmi gösterildi ve fMRI yoluyla beyin görüntüleri alındı. Araştırmaya katılan tüm kadınlar için, ayrılığın üstünden ortalama 63 gün gibi görece uzun bir zaman geçmiş durumda. Gün içinde zamanlarının % 85’ini eski sevgililerini düşünerek geçirdiğini belirten grupta yer alan kadınların tamamı, ilişkilerine devam etmek ve eski sevgilileri ile yeniden bir araya gelmek istediklerini söylüyor. Araştırmacıların hedefi, eski sevgilinin resmini görmenin beyinde ne gibi değişimlere neden olduğunu saptamak.
Peki bu duygu ile nasıl başa çıkacağız?
Duyguyu adlandırın. Ortaya çıkan duyguyu gerçekten adlandırabilecek misiniz?
Çoğumuz yalnızca beş ila altı duyguyu düşünürüz, ancak nasıl hissettiğinizi tanımlamanın pek çok yolu vardır. Hiç dile getirmemiş olabileceğiniz bazı duyguları keşfedin.
Duyguya dönün ve bunun size zarar vermeyeceğini unutmayın. Araştırmalar gösteriyor ki, bir duygunun kontrol etmeye çalışmadan içinden akmasına izin verirseniz, duygu sadece 90 saniye sürecektir.