Atopik egzama, genellikle çocukluk çağında başlayan sık görülen bir deri hastalığıdır. Beş çocuktan birinde görüldüğü tahmin edilmektedir. "Atopik" terimi, astım, egzama ve saman nezlesini içeren bir grup durumu tanımlamak için kullanılır. Vücudun bağışıklık sisteminin alerjenlere karşı gösterdiği reaksiyonunun artan aktivitesi ile ilişkilidir. 'Egzama', Yunanca 'kaynamak' kelimesinden gelmektedir. Sulanan, kabaran, kabuklanan, pullanan ve kalınlaşan kırmızı, kuru, kaşıntılı cildi tanımlamak için kullanılır.
Atopik egzamanın oluşumunda genetik ve çevresel faktörler dahil olmak üzere birçok faktör rol oynamaktadır. Hastalarda tipik olarak deri bariyer yapısında bozulma ve artan alerji yanıtı görülür. Çevresel faktörler arasında sabunlar, deterjanlar gibi kimyasal maddelerle temas ve alerjenlere maruz kalma, belirli bakteri ve virüslerle enfeksiyon yer alır. Sağlıklı bir deri bariyeri oluşumunu sağlayan bir gendeki değişiklik, egzama gelişimi ile yakından ilişkilidir. Atopik egzama, bulaşıcı bir hastalık değildir.
Atopik egzama, genetik yatkınlık gösterir. Ebeveynlerden birinde veya her ikisinde de egzama varsa, çocuklarında da egzama olması daha olasıdır. Atopik egzamalı çocukların yaklaşık üçte birinde ayrıca astım ve/veya saman nezlesi görülebilir. Ana semptom kaşıntıdır. Kaşıntı uykuyu etkileyecek kadar şiddetli olabilir. Tipik olarak kliniğin kötüleştiği, tamamen düzeldiği, hafif olarak seyrettiği ve tekrar kötüleştiği dönemler görülebilir.
Atopik egzama, yüz dahil tüm vücutta görülebilir. Tutulum yeri yaşa göre de değişiklik gösterir. Kliğinde kuru, kızarık, sulanan, pullanan, kabuklanan, kaşınan ve kaşımaya bağlı sertleşen bir deri görülebilir. Tanı klinik bulgulara bakılarak konur. Kan ve deri testlerine genellikle ihtiyaç duyulmaz.
Atopik egzamayı daha da kötüleştiren bazı faktörler mevcuttur. Bunlara sabunlar, deterjanlar ve diğer kimyasallar gibi tahriş edici maddeler, ısı, toz, yünlü giysiler ve evcil hayvanlar örnek olarak gösterilebilir. Hasta olmak, örneğin soğuk algınlığı geçirmek de alevlenmeye neden olabilir. Ayrıca cildi kurutacak kadar sık ve hatalı uygulamalar ( çok sıcak su ile yıkanmak, kese yapmak vb.) içeren banyo, bebeklerde diş çıkarma, gıda alerjenleri ve stres alevlenmeye neden olabilir. Hastalığı tamamen geçiren bir tedavi henüz mevcut değil, ancak egzamanın ilerlemesini engelleyen ve şikayetleri kontrol altına alan birçok tedavi seçeneği vardır. Atopik egzamadan etkilenen çocukların çoğu, yaşı ilerledikçe şikayetleri azalır ve %60'ı ergenlik döneminde tamamen iyileşir. Bununla birlikte, bu insanların çoğu kuru cilde sahip olmaya devam edebilir. Bu nedenle cildi kurutacak her türlü uygulamaktan kaçınılmalıdır. Egzamayı önlemenin kesin ve kanıtlanmış bir yolu yoktur. Duyarlı bebeklerde egzamanın önlenmesi için sadece anne sütü verilmesi savunulsa da, bunun etkili olduğuna dair bir kanıt yoktur. Ayrıca organik süt ürünlerinin egzama riskini azaltmaya yardımcı olduğuna veya hamilelikte balık yağı yemenin çocuklukta egzamayı önlemeye yardımcı olduğuna dair kesin bir kanıt yoktur.
Kedilerden, köpeklerden, polenlerden, çimenlerden veya ev tozu akarlarından hava yoluyla bulaşan alerjenler, bazı hastalarda atopik egzamanın alevlenmesine neden olabilir. Lateks (kauçuk) alerjisi, atopik egzaması olan kişilerde daha sık görülür. Semptomlar, sadece kauçuk ürünlerle temastan sonra oluşabilir. Atopik egzamayı tedavi etmek için kullanılan krem ve merhemlere karşı temas alerjisi nadiren de olsa ortaya çıkabilir. Tedavilerin cildi daha da kötüleştirip kötüleştirmediğini doktorunuza bildirmeniz önerilir. Atopik egzamanın şiddetli, yoğun kaşıntılı ve kontrol edilmesi zor olduğu bebeklerde ve küçük çocuklarda, gıda alerjenleri şikayet ve bulguları kötüleştirebilir. Şüpheli besinlerin diyetten çıkarılması sadece tıbbi tavsiye ile yapılmalıdır. Atopik egzama tedavisinde, hastalığın şiddetine göre krem, merhem ve losyonlar cilt yüzeyine uygulanarak, ağızdan hap, iğne ve serum tedavileri kullanılabilir. Süreç boyunca yapılması gereken en önemli şey, cildin uygun bir ürünle nemlendirilmesidir.