Adet kanamaları, beklenenden daha ağır veya hafif olabilir, rastgele meydana gelebilir. Peki, adet kanamalarının miktarı, süresi veya düzeninde meydana gelen bu değişiklikler ne zaman anormal kabul edilir?
Anormal Uterin Kanama nedir?
Kadınlar arasında oldukça yaygın bir sorun olarak karşımıza çıkan “anormal uterin kanama”, rahim (uterus) kaynaklı, normal dışı (anormal) kabul edilen kanama paterni olup, jinekoloji polikliniğine yapılan başvuruların yaklaşık üçte birini oluşturur. Adet miktarı, süresi veya düzeninde meydana gelen değişikliklerin anormal kabul edilmesi için uluslararası terminoloji sistemindeki bazı tanımlamaları karşılaması gerekmektedir.
Eski terminolojiye göre, bir kadının adet döneminde 80 ml’den fazla kan kaybetmesi anormal kanama olarak değerlendirilirken, güncel klasifikasyonda (FIGO Sistem 1) miktar belirtilmeden, yaşam kalitesini bozan adet kanamaları, anormal uterin kanama kapsamına girmiştir. Adet süresi açısından baktığımızda, 8 gün ve üzerinde olan kanamalar anormal kabul edilirken, 2-7 gün süren kanamalar normaldir. Adet düzeninin normal olup olmadığı, ardışık iki adetin ilk günleri arasındaki sürenin uzunluğunun sorgulanmasıyla ortaya konur. Bu süre her kadın için değişebilmekle birlikte, 24-38 gün aralığındaki uzunluklar normal kabul edilir (eski sınıflamada 21-35 gün ara ile olan adetler normal kabul edilirken, bu süre ortalama 28 gün olarak tanımlanmaktaydı). Bu aralıkların dışında kalan adet döngüleri anormaldir. İki döngü arasındaki süre, önceki aralığa göre 7-9 günden fazla bir varyasyon (uzama veya kısalma) gösteriyorsa yine anormal kabul edilir.
Adet döngülerinin dışında karşılaşılan ara kanamalar ve hormonal tedavi altındaki (örneğin, doğum kontrol hapları) kadınlarda görülen zamansız kanamalar, anormal uterin kanamanın diğer bileşenleridir.
Belirtileri nelerdir?
Anormal uterin kanamalı kadınlar olağandışı bir vajinal kanama ile başvururlar. Gece ped değiştirme ihtiyacı ya da saat başı ped değiştirme ihtiyacı gibi şikayetler mevcut olabilir. Fazla miktarda veya düzensiz kanamalar, fiziksel, duygusal, sosyal veya maddi açıdan yaşam kalitesini olumsuz etkileyebilmektedir. Kanamanın şiddetine göre anemi (kansızlık) belirtileri de (halsizlik, baş dönmesi, nefes darlığı, çarpıntı vs.) hastanın şikayetine eklenebilir.
Belirli bir yaş döneminde mi görülür? Nedenleri nelerdir?
Anormal uterin kanama, her yaştan kadının karşılaşabileceği klinik bir sorundur. Ancak alttayatan nedenlerin sıklığı, yaş grubuna göre değişkenlik göstermektedir. Anormal kanama paterni,yapısal veya yapısal olmayan nedenlere bağlı olarak oluşabilmektedir (FIGO Sistem 2; PALM-COEIN klasifikasyonu).
Yapısal nedenler, ultrason gibi görüntüleme yöntemleriyle ölçülebilen veya patoloji için alınan örneklerde (biyopsi gibi) varlığı kanıtlanabilir sebeplerdir (polip, adenomyozis, leiomyom/miyom, kanser veya kanser öncüsü lezyonlar). Yapısal olmayan nedenler ise tanısal araçlarla belirleyemediğimiz nedenlerden oluşan, fonksiyonel/işlevsel bozukluk nedenli kanama sebepleridir. Ovulatuar disfonsiyon (yumurtlama işlev bozukluğu), koagülopati olarak bilinen anormal kan pıhtılaşması, pelvik enfeksiyonlar, tedaviye bağlı (örneğin, rahim içi araç kullanımı) gelişen kanamalar yapısal olmayan nedenler arasında sayılabilir. Hormon düzeylerindeki bozukluklar (tiroid hormonlarındaki değişiklikler, prolaktin yüksekliği, erkeklik hormonlarındaki yükseklik), aşırı egzersiz, obezite, hızlı kilo değişiklikleri, anksiyete gibi nedenler de yumurtlama işlevi üzerine etki edebilir. Ancak sıklıkla, anormal uterin kanamayla başvuruda altta yatan tanımlanabilir bir neden olmayabilir (idiyopatik).
Anormal Uterin Kanama tehlikeli midir? Ne zaman doktor ile görüşülmelidir?
Kanamanın şiddetine ya da altında yatan nedene göre, hayatı tehdit eden durumların ortaya çıkma olasılığı değişir. Çok önemli sebepler ile ilişkili olabileceği gibi, çoğu zaman da kanamanın altında yatan ciddi bir neden olmayabilir. Jinekoloğa yapılacak basit bir ziyaret, nedene yönelik müdahaleyi zamanında sağlayacaktır. Zamansız ve/veya fazla miktarda vajinal kanama yapabilecek kötü huylu nedenlerin (rahim, rahim ağzı, yumurtalık kanseri gibi) ve dış gebelik gibi acil tıbbi müdahale gerektirecek durumların vakit geçirilmeden dışlanması/tanınması gereklidir. Bu nedenle, olağandışı kanama fark eden her kadının, fazla beklemeden bir kadın doğum uzmanına başvurması önemlidir.
Kan değerlerinin hızlı/ani düştüğü, vücut tarafından tolerasyonun zorlaştığı akut (ağır/şiddetli) kanamalarda hayatı tehdit söz konusudur ve daha fazla kan kaybının engellenmesi için acil müdahale ihtiyacı vardır. Diğer taraftan, tolerasyonun gelişebildiği, daha az miktardaki, kronik dediğimiz uzun süreli kanamaların varlığında, olumsuz sonuçlar uzun dönemde ortaya çıkmaktadır; kişi, tıbbi yardım ihtiyacını erteler ve uzun süreli devam eden kanamalar ihmal edilirse, dokuların beslenmesi olumsuz şekilde etkileneceğinden, kişiyi pek çok sistemik hastalığa yatkın hale getirebilir. Ayrıca, kalbe binen ek iş yükü nedeniyle, uzun süreli kansızlığa maruziyet, kalp hastalıklarının gelişimi için de bir risk faktörüdür.
Normal Dışı Vajinal Kanama Şikayeti Olan Kadınlar Nelere Dikkat Etmeli?
Genellikle ağır/şiddetli kanaması olan kadınlar tıbbi yardım arayışı içindeyken, tolere edilebilen kanamalar, özellikle toplumumuzda, ihmal edilebiliyor. Geç tanı, erken tanıyla zamanında müdahale imkanını ortadan kaldırdığı gibi, kansızlık ile ilişkili ek ‘morbidite’ (sağlıksız veya hasta olma durumu)’lere de neden olabiliyor. Bu nedenle, dikkat edilmesi gereken en önemli unsur, şikayetlerin ihmal edilmemesi ve tıbbi yardım için başvuruların geciktirilmemesidir.
Üreme çağında, olağandışı vajinal kanaması olan her kadın, gebelik ihtimali konusunda uyanık olmalıdır. Menopoz sonrasında ortaya çıkan kanamalar da yine, asla ihmal edilmemesi gereken şikayetler arasındadır.
Bazı durumlarda kadınlar, bir uzmana danışmak yerine kanama sebebini kendileri yorumlayabiliyor (örneğin ilaç kullanımı sonrasında ortaya çıkan kanamalarda ilaç kullanımına veya anksiyete dönemlerine denk gelen kanamalarda yine duygusal durumlarına bağlayabiliyorlar). Ancak, önemli bir istatistiksel kural olarak “korelasyon nedensellik değildir”. Bunun anlamı; 2 olayın eş zamanlı görülmesi (korelasyon), birinin diğerinin sebebi olduğunun
kanıtı değildir. Öncelikle, altta yatabilecek diğer olası nedenler dışlanmalıdır. Belki de, altta yatan önemli bir sebep var ve ilaç sadece yanlış zamanda içildi. Bu nedenle kanamaları, ilaç kullanımı, aşırı egzersiz, kilo değişiklikleri, anksiyete gibi sebeplerle ilişkilendirmek, ancak bir son tanı olabilir. Diğer sebepler dışlandıktan sonra konuşulur.
Nasıl Tanı Konulur?
Hastanın değerlendirilmesi detaylı öykü ile başlar. Polip, miyom, adenomyozis gibi yapısal nedenlerin varlığının değerlendirilmesi için ultrasonografi yapılır. Şüpheli durumlarda veya risk faktörü olan kişilerde, rahim kanseri veya kanser öncüsü lezyonların dışlanması için endometrial/rahim iç duvarını döşeyen dokudan örnekleme/biyopsi önerilir. Yapısal olmayan nedenlerin dışlanması için istenmesi gereken bazı kan tetkikleri vardır. Ultrasonda izlenen
bulgulara göre bu tetkikler genişletilebilir. Endometrial örnekleme, çeşitli yöntemlerle yapılabilir, bunlar hastayla tartışılır. Histeroskopi dediğimiz yöntem, hem tanı hem tedavi amaçlı kullanılabilir.
Anormal Uterin Kanama nasıl tedavi edilir? Tedavi süreci için cerrahi bir yöntem gerekli midir?
Tedavi seçiminde, hastanın klinik durumu, beklentisi, yaşı, üreme planı, kanamaya neden olan patoloji gibi birçok faktör göz önüne alınır. Genellikle, başlangıç tedavisi olarak medikal tedavi (doğum kontrol hapları, sadece progesteron içeren haplar veya hormonlu spiral olarak bilinen mirena gibi) seçenekleri tercih edilir. Medikal tedaviye direnç varsa, cerrahi tedavi gerekli olabilmektedir. Endometriyal ablasyon (rahim iç duvarının yakılması), miyom (varsa ve kanama sebebi olduğu düşünülüyorsa) çıkarılması, rahmin alınması cerrahi seçeneklere örneklerdir.