İşte Bu Doktor İndir
Anti-Müllerian Hormon (AMH) olası bir gebelik için döllenmesi muhtemel yumurtalarının potansiyelini doğruya yakın bir şekilde tahmin etmek için kullanılan bir hormonal kan testidir. Kabaca, çok kesin olmamakla birlikte over (yumurtalık) rezervinin durumu hakkında bilgi verir. Gebelik planlayan bir çift için gebe kalma şansını tahmin etmekte faydalıdır. Yaşa uygun AMH değerleri olan kadınlarda gebelik şansının yaşa göre AMH düzeyi düşük olan kadınlardan daha fazla olduğunu söylemek yanlış olmaz. Ancak sadece AMH değerlerinin yorumlanması ile gebelik ihtimali için bir tahminde bulunmak da doğru olmaz. Bu nedenle gebe kalmada sorun yaşayan çiftlerde genel değerlendirmenin içerisinde yorumlanıp, sonucu çiftlere tercüme edip, gebelik yakalamak için neler yapılması gerektiği ile ilgili bilgi vermek için kullanılması gereken bir test olarak görülmelidir. AMH kadının olağan biyolojik döngüsünde ilk adet görülmeye başlandığı andan itibaren yıllar geçtikçe giderek azalma eğiliminde olan bir hormondur. Her yaş grubu için belirlenmiş ortalama değerler söz konusudur. Kadının bulunduğu yaş grubuna göre düşük ya da çok düşük değerler ultrasonografik follikül sayısının da değerlendirilmesi ile normal bir sperm söz konusu ise çiftin gebelik hızı ile ilgili bir öngörüde bulunulmasına yardımcı olur. Eğer AMH değeri yaşa göre düşük ve transvajinal ultrasonografide o ay için gelişmeye  aday follikül (insan yumurtasını içeren ve yumurtalıkta yer alan ufak kesecikler) sayısı beklenenden az ise aşılama ya da tüp bebek tedavisi gibi yardımla üreme tekniklerinin uygulanma kararı alınması çiftin çocuk sahibi olma ihtimalini artıracaktır. Kısaca düşük AMH değerleri  değerin ne kadar düşük olduğuna bağlı olarak çiftin ister kendiliğinden isterse de tedavi ile gebe kalma ile ilgili  ihtimallerini azaltmaktadır. Azalmış over rezervi (yumurtalık rezervi) yani kadın açısından gebe kalma potansiyelinin azalması durumunun günümüzde tıbbi bir tedavisi yoktur. Bilhassa 18-35 yaş aralığında AMH değerleri ister genel ister yaşa göre düşükse doğurganlığın/fertilitenin hızını artırmak için esas çalışma alanı olarak üreme tıbbı ile ilgilenen bir hekime başvurmak faydalı olacaktır. AMH değerleri hastaya uygulanacak tedavilerde kullanılacak ilaçların tipi, kullanılış amacı ve kullanılış şekilleri açısından da büyük önem taşır. Yüksek AMH değerleri özellikle yumurtalıklarında polikistik over görünümü olan, çoğu kez idealden fazla kilosu ve glukoz intoleransı olan normalden fazla tüylenmesi/kıllanması olan ve yine çoğu kez düzensiz ve uzun aralıklarla adet gören kadınlarda izlenir. Bu takım olgularda beslenmenin düzenlenmesi, düzenli egzersizin hayatın bir parçası haline getirilmesi, gerekirse glukoz intoleransı için ilaç kullanımının planlanması bunların sonucunda kilo kaybının sağlanması ile ilgili bilgilendirme mutlaka yapılmalıdır. Yüksek AMH düzeyleri olan hastalar eğer yumurtlama takibi, yumurtlama takibi ve ardından aşılama (IUI) ya da tüp bebek tedavisine başlarlarsa ilaç dozlarının mümkün mertebe düşük tutulması ve uygun protokollerle hastanın tedavi edilmesi önemlidir. Yüksek AMH düzeyine sahip hastalarda bilhassa yüksek doz ilaç kullanıldığında, uygun olmayan ilaçlarla yumurta çatlatması uygulandığında overyan hiperstimülasyon sendromu (OHSS) gelişme ihtimali neredeyse kaçınılmazdır. OHSS bir başka makalenin konusu olacaktır. Yaşa göre düşük AMH değerleri söz konusu olduğunda beklenenden (Türkiye’de menopoz yaşı ortalaması 47 yaştır) daha erken yaşta adet düzensizliği ya da adetten kesilme (menopoz) yüksek ihtimalle söz konusu olacaktır. Azalmış yumurtalık rezervi (düşük AMH düzeyi) söz konusu olan durumlarda ilaç dozunu yüksek tutmak sanılanın aksine daha olumsuz sonuçlarla birliktedir.