Akraba ilişkilerini yürütmek zor zanaat. Hele ki ülkemizde akraba ilişkilerine dair bu kadar işlevsiz inançlar ve davranışlar varken daha da zor. Kimisine göre bu zorluklara rağmen akraba ilişkileri yürütülmelidir, kimisine göre de inceldiği yerden kopmalıdır. Roller ve görev tanımları da her aile, her kültüre göre farklılaşınca işler biraz daha içinden çıkılmaz bir hal alıyor. Akraba ilişkilerindeki en önemli kıstas “ilişkinizin kendi çekirdek aile yapınıza zarar vermemesidir.” Ancak bu kural aile içindeki bütün bireyler için geçerlidir. Çekirdek ailede rol sahibi olan her birey kendi ben alanında olaya dahil olarak sorunun sağlıklı çözümünü ortaya koymalıdır. “ Hocam bu cümlenin pratikteki karşılığını bir örnekle açıklar mısınız lütfen?” sorusunu sizin için sordum kendime. Örneğin; kayınvalidenle ilgili bir sorun yaşadın. Bunu önce kendi dünyanda gerçeklik mihenginden geçir. Yaşadığın sorun gerçek bir sorun mu yoksa içinde tetiklenen inançlardan dolayı olaya farklı anlamlar mı katıyorsun? Olay gerçek bir sorunsa bunu şikayet etmek yerine çözmeye odaklan. Eşinle şikayet odaklı değil çözüm odaklı konuş bu durumu. Yine ben alanında kalarak bu sorunu eşinin çözmesini talep etme. Sen kendin sağlıklı bir şekilde yapabilirsin. Ancak eşin sana destek vermek istiyor ve çözüm sürecine dahil olmak istiyorsa bunu kabul et. Çözüm odaklı olduğunuz sürece, sağlıklı sınırlar oluşturduğunuz sürece, kendinize olan değeri, yeterlilik inancını akrabalarının davranışlarında aramayı durdurduğunuz sürece sağlıklı bir akrabalık ilişkisi içinde olacaksınız. Aradığınız değeri, yeterliliği ve özgürlüğü kendinize yaptığınız yatırımlarla ( eğitim, çalışma, kişisel iyi olma çalışmaları vb.) sağladığınız sürece sizi sıkan ve boğan akrabalık ilişkileri yerini sağlıklı bir yapıya bırakacaktır. Sorusu olan yorum kısmına bırakabilir.