Bugün; üstüne basarak söylediğimiz birçok şeyin önemini önce bize kanıtlayan, sonra da size dayatmamıza sebep olan, tüm dünyanın her hastalık için ayrı ayrı etkinliğini araştırdığı bir beslenme modelinden bahsedeceğiz.
Kendi adıma, sofraya salatasız oturamayan ve masada koca bir tabak mevsim yeşilliği görmeye alışık bir Antalyalı olarak yılmaz bir Akdeniz Diyeti savunucusu olduğumu söyleyebilirim. Bu tam anlamıyla bir yaşam tarzı ve sonradan öğrenmek ve uygulamak da en az çocuklukta öğrenmek kadar keyifli. Gözünüzün masada yeşillik arayacağı ve görünce mutluluk duyacağınız geniş sofralar diliyorum.
Bildiğiniz gibi beslenmenin sağlık üzerindeki yararlı ve zararlı etkileri uzun yıllardır tartışılan ve araştırılan konulardan biri. Yetersiz ve dengesiz beslenme alışkanlıklarının obezite, dislipidemi, koroner arter hastalığı, hipertansiyon ve kanser gibi sağlık sorunlarına zemin hazırladığı tüm dünya tarafından kabul görmüş durumda.
Amerikalıların avrupalılardan çok daha fazla dislipidemi, obezite ve koroner kalp hastalığı geçirdiğinin fark edilmesi ve beslenme alışkanlıklarının incelenmesiyle ulaşılan nokta Akdeniz Diyeti oluyor. Son yıllarda en çok araştırılan ve her hastalık için bir tedavi yöntemi olarak kullanılmaya hazır bir diyet modeli olarak elimizin altında duruyor.
Akdeniz Diyetinin en önemli özelliği; tam tahıl kaynağı besinler, sebze ve meyveler, kurubaklagiller, yağlı tohumlar, zeytinyağı, balık ve kırmızı şarap gibi geniş bir çeşitliliğe sahip olması.
Epidemiyolojik ve klinik çalışmalarda ilk olarak Akdeniz Diyetinin kalp damar hastalıklarından koruyucu etkileri saptanmış ve daha sonra yapılan çalışmalarda Akdeniz Diyetinin tip 2 diyabet, obezite ve kanser riskini azalttığı belirlenmiştir.
Bunlara ek olarak, Akdeniz Diyetinin yaşam süresinin uzaması ile ilişkili olduğu ve diyete uyum sonucu kalp hastalıkları, kanser gibi sağlık sorunları nedeniyle yaşanan ölümlerin %10-20 oranında azaldığı belirlenmiştir.
Sizi popüler diyetlere karşı Akdeniz Diyeti safında yer almaya davet ediyorum.
Sevgiyle ...