İnsanlar hayatı hatırladıkları yerden itibaren yaşadıkları süre boyunca sürekli olarak gözlemler yapar, ve bu gözlemlere dayalı bazı sonuçlar çıkarırlar. Çıkarılan sonuçlar bazen kişinin yaşamında faydalı kazanımlar elde etmesine yardımcı olurken, bazen de istenmedik sonuçlar ortaya çıkarabilir. Bu durum tamamen yetişkin olduktan sonraki süreçte kişinin özyeterlilikleri ve bağımsız karakter özelliklerini baskın hale getirmesine göre değişiklik gösterebilir. Söz gelimi, birey yetişkin olduğu süreçte ilişkisi içerisindeki davranışlarını geçmişten getirdiği ve rol model aldığı ebeveyni üzerinden yaşamaya devam edebilir. Ancak bu devamlılık rol model alınmış olan ebeveynin olumsuz özelliklerini de aynen muhafaza eder ve davranışlar üzerinde etkili olursa, bugün hayatındaki insanla her şey pek de yolunda gitmeyebilir. Aslında hemen hemen tüm insanlar bu veya şu şekilde bazı rol modellere sahiptirler. Burada istenmedik durum yetişkin olan kişinin doğru ve yanlış durumları ayırt edebilmesi, ve kendi kişiliğini inşa edebilmesidir. Elbette bu durum sadece kişinin kendi kendine başarabileceği bir olgu da değildir. Çocukluktan ergenliğe kadar kişiye eşlik eden ve aile kavramı içinde yer alabilecek kişilerin bazı kavram kargaşalarına sebep olabilecek yaklaşımlardan uzak durması da elzemdir. Örneğin: Çocuklara hitap şekillerinde ebeveyn rolünü aşan bazı hitap şekillerinden uzak durmak gerekebilir. Çocuğa ''aşkım, hayatım'' vb. hitaplarda bulunmak öğrenilmesi gereken aile ve duygusal ilişki farklılıkları açısından yetişkinlik zamanlarında bile kavram kargaşalarına yol açabilir. Önemli olan her durum içinde doğru ve yanlışları öğretmek ve öğrenmek olmalıdır. Kişi doğru ve yanlış kavramlarını öğrendiği ve de bağımsız karakteristik gelişimini tamamladığı takdirde zaten seçimlerini kendi bakış açısına göre düzenleyebilecektir.