İşte Bu Doktor İndir

3-Küçük Çocuklu Aileler

Anne-baba olmak çiftlerin yaşamını fiziksel, psikolojik ve sosyal olarak temelden değiştirebilen bir olaydır. Anne-baba olmak eşsiz bir haz olduğu kadar zahmetli bir yaşantıdır.

Yaşamlarına bir çocuğun katılmasıyla yaşadıkları ev, evlilik ilişkisi, cinsel yaşam, her bir ebeveyne getirdiği ekstra stres ve sorumluluklarla çiftin yaşam tarzı üzerinde önemli değişimler yaşanır. Çocuğun doğumuyla birlikte geçici bir süreliğine de olsa ailenin dengesi bozulur.

 

Eşler, ev dışındaki çalışma hayatları, arkadaşları ve sosyal ilişkileri, diğer keyfen yaptıkları etkinliklerle çocuğa ayırmaları gereken zaman arasında denge kurmak durumunda kalırlar. Aynı şekilde kendi aralarında çocuğun bakımıyla ilgili çocuğa ne zaman, nerede, nasıl bakılacağına ilişkin ayarlamalar yapmak durumundadırlar.

 

Bebek bakımı ile ilgili en can alıcı noktalardan biri bebeğin kalıcı bir bağ (güvenli bağlanma) kuracağı ortamı yaratmaktır. Çocuk bakımı süresince eşler zaman ve enerjilerini nasıl kullanacakları konusunda yeniden bir denge kurmak zorunda kalırlar.

 

Bağlanma sorunları çözüldükten sonra aileyi bekleyen yeni görevler vardır. Okul öncesi, çocuğa sahip olmanın fiziksel ve ruhsal gereklilikleri çocuk büyütme sürecindeki en zor dönemlerden bir tanesini ifade eder.

 

Her iki eş ev dışında çalışıyorsa bu zorluk daha da artacaktır. Özellikle anneler için bu durumla baş etmek oldukça güç hale gelir. Çünkü anne, çocuk bakımın da birincil rol üstlenen kişi konumundadır.

Bunlara ek olarak, ailenin yeni uyum ve dengeler kurmak durumunda oldukları geniş aile ile ilişkiler, iş yaşamlarının gerekleri, serbest zaman etkinlikleri, ekonomik sorunlar gibi alanlar da vardır. Bu alanların bir veya daha fazlasında sıklıkla önemli güçlükler yaşanır.

Evli çiftin aralarındaki bağın gücü (örn. evlilik doyumu) iş ve çocuk sahibi olmanın yarattığı stres ve zorluklarla baş etmede önemli etmendir.

Genel bir prensip olarak aileye katılan her çocukla birlikte evlilik doyumunda azalma olduğu görülmektedir. Yine de çiftler uyum sağladıkça bu durum değişebilmektedir.

 

Küçük çocukları olan aileleri psikolojik yardım almaya getiren nedenler şunlardır:

*İlişki ve günlük etkinliklere yeniden şekil verme çabaları

*Küçük çocuğu disipline etmekle ilgili sorunlar

 

4-Ergen Çocukları Olan Aileler

Ergen çocukları olan çiftler çoğu kez kendilerine, ergen çocuklarına, ilişkilerine ve yaşlanmakta olan ebeveynlerine bakmak durumundadır. Bütün bu sorumlulukların getirdiği fiziksel ve ruhsal zorlanmalardan ötürü bu çiftler “sandviç kuşağı” (sandwich generation) olarak anılırlar.

Ailenin yaşam döngüsündeki bu dönem en aktif ve heyecan verici bir dönem olma özelliğini de barındırır.

Aileden aileye farklılık göstermekle birlikte ergen çocuğu olan ailelerin olaylar, fırtınalar, stres ve aşırı sorumluluklarla karşı karşıya kaldığı bir dönemdir.

Bazı aileler ergen çocuğu ile ilişkisinde uygun sınırlar koyma, ilişkileri tanımlama ve birbirlerine yeterli düzeyde göz-kulak olmada güçlük yaşayabilir.

Başka aileler ise belki daha az yükümlülükleri olduklarından belki de iyi organize olduklarından ya da uyumlu-kafa dengi kişiliklere sahip olduklarından bu zamanı oldukça rahat geçirirler.

4-Ergen Çocukları Olan Aileler

Ergen çocukları olan çiftler çoğu kez kendilerine, ergen çocuklarına, ilişkilerine ve yaşlanmakta olan ebeveynlerine bakmak durumundadır. Bütün bu sorumlulukların getirdiği fiziksel ve ruhsal zorlanmalardan ötürü bu çiftler “sandviç kuşağı” (sandwich generation) olarak anılırlar.

Ailenin yaşam döngüsündeki bu dönem en aktif ve heyecan verici bir dönem olma özelliğini de barındırır.

Aileden aileye farklılık göstermekle birlikte ergen çocuğu olan ailelerin olaylar, fırtınalar, stres ve aşırı sorumluluklarla karşı karşıya kaldığı bir dönemdir.

Bazı aileler ergen çocuğu ile ilişkisinde uygun sınırlar koyma, ilişkileri tanımlama ve birbirlerine yeterli düzeyde göz-kulak olmada güçlük yaşayabilir.

Başka aileler ise belki daha az yükümlülükleri olduklarından belki de iyi organize olduklarından ya da uyumlu-kafa dengi kişiliklere sahip olduklarından bu zamanı oldukça rahat geçirirler.

 

Ergen çocukları olan ailelerde en belirgin stres kaynağı ebeveyn ve ergenler arasındaki anlaşmazlık türü ve sayısıyla ilgilidir. Genel olarak aile yaşamında ergenlerin varlığı çatışma ve gerginliği arttırır.

 

Ergen çocukları olan ailelerde zorlukların bir kısmı ebeveynlerin genç çocukları için olan istekleri ile bu gençlerin istedikleri arasındaki ayrımı algılamakta güçlük yaşamalarıdır.

Ergenlik sürecinin kendisi ailede gerginliğe kaynaklık eder. Bu dönemdeki bireyler daha aktif bir şekilde özerk ve bağımsız olma arzu ve çabası içindedir. Ayrıca ebeveynlerle ergen arasındaki gerginlik tırmandıkça akranlar ve kardeşlerle olan ilişkilerin önemi artar ve anne-babanın ergen üzerindeki etkisi azalır.

 

Öte yandan ergenlerin yaşam tecrübeleri azdır bu durumda “kendilerinin önlerindeki olasılıkların bütün yönlerini hesaba katmalarını güçleştirdiği için” uğruna mücadele verdikleri başkalarının etkisinde kalmaya daha yatkın duruma gelirler.

Bu durumda aileler daha uygun yeni sınırlar koymak durumundadır. Anne-babalar artık eskisi gibi mutlak otoritelerini koruyamazlar.

Ergen çocuğu olan aileler çocukları ile aralarındaki farklılıkları görerek kabul etmenin yollarını bulmalıdır.

Aralarında gerginliğe yol açan durumlarda yaş ve cinsiyet farklılıklarına duyarlı olmaya çalışmalıdırlar.

Bu dönemde çatışmaya neden olan şeyler; evdeki kurallar, sorumluluklar gibi günlük aile meseleleri ya da ayrılma-bireyselleşme ve özerklik konuları, okul ile ilgili sorunlar ve aile üyelerinin değer yargılarıdır.

Bu güçlüklerle baş edebildiğinde , aile yaşam döngüsü “öngörü yetkinlik” (planful competence) olarak isimlendirilen ve ergenlerin zihinsel kapasiteleri, sosyal becerileri ve kişilerarası ilişkilerindeki duygusal tepkilerine ilişkin gerçekçi bir farkındalık kazanılır.

 

 Ergenlerin bu aşamaya gelmelerinde hiçbir çevresel etmen ebeveynlik kadar rol oynamaz. Bu nedenle ebeveynlerin çocuğa dikkat etmeleri ve kulak vermeleri, entelektüel olarak uyarmaları, istismardan çok destekleyici olmaları, çocukları karar verme süreçlerine katmaları ve tutarlı bir disiplin uygulamalarının önemli etkileri vardır.

Anneler kadar ergenlerin yaşamında rol alan babaların çocuklarının daha az suç işledikleri ve daha yüksek düzeyde eğitim gördükleri gözlenmiştir.

Bu dönemde çift ilişkisinde de ebeveynlikte de değişmeler olabilir. “Hayatın erken öğle saatlerinde, kırklı yaşlarda genellikle çiftlerin ilişkileri gömlek değiştirir’’ ya eşler daha önce olmadıkları kadar yakınlaşırlar ya da aralarında giderek kocaman duygusal mesafeler oluşur. Bu değişim yaşlanma ile beraber gelen duygusal hassasiyetle ilişkilidir.

 

Eğer çiftler birbirlerine yumuşak bir şekilde empati ve anlayışla yaklaşırsa, birbirlerine güç verir ve daha güçlü partnerler olurlar.

 

Öte yandan eşler birbirlerini “yanlış okurlarsa ”  ve yaşlanma ile ortaya çıkan fizyolojik değişimleri anlamazlarsa birbirlerini reddeder ve birbirlerine muhalif davranışlar sergileyen bir çift olurlar.

 

Ergen çocukları olan aileler psikolojik yardım almaya şu nedenler dolayısıyla gelirler:

1. Ebeveyn ve ergenler arasında ailedeki sınırlar konusunda ve düşünceleri ifade etmeye ilişkin çatışma ve sorunlar

2. Birbirinden uzaklaşma veya biriktirilen kızgınlıklar. (Yaşın ilerlemesi ile birlikte daha gençken kurulan düşler ve düşünülen olasılıkların  yavaş yavaş elden kaydığını fark etmez.)

3. Yaşlı ebeveynlere bakım, iş ve aile ( eş, çocuk) yükümlülüklerini dengelemedeki stres ve zorlama