Aile içi iletişim, aileyi oluşturan tüm bireyleri kapsamaktadır. Ebeveynlerin kendi aralarındaki iletişim süreçleri, her bir ebeveynin her bir çocuğu ile olan iletişimi ve kardeşlerin kendi aralarındaki iletişimi olarak ortaya çıkmaktadır. Ebeveynlerin çocuklarının ilk yaşam dönemlerinde duygularını tanıma becerilerini beslemeleri gerekmektedir. Duygular, bireysel olarak yaşanan duygusal bir durumun dışavurumu olan gözlenebilen davranış olarak tanımlanmaktadır. Bu tanımdan yola çıkarsak ebeveynlerin çocuklarının yaşadıkları olaylar karşısında doğru gözlemi yapabilmesi ve çocuklarının bu süreci nasıl yönetecekleri konusunda rehber olması gerekmektedir. Hissettiklerimiz her ne olursa olsun, duygularımız yaşamımızı zenginleştiren, renklendiren, bizi biz yapan ve robotlardan farklılaştıran özelliklerimizdir. Temelde sekiz duygu bulunmaktadır; sevinç, onaylanma, korku, hayret, üzüntü, öfke, tiksinti ve umut. Duygular olumlu ya da olumsuz, temel ya da karmaşık olabileceği ve yoğunluklarının değişebileceği unutulmamalıdır. Temel duygularımızın birleşiminde diğer duygularımız ortaya çıkmaktadır. Örneğin; kıskançlık sevgi ve kızgınlık duygularının karışımı ile ortaya çıkmaktadır.
Duygularımız bizleri harekete geçmeye hazırlamaktadır ve gelecekteki davranışlarımızın şekillenmesini sağlamaktadır. Bu nedenle çocukların aile içinde yaşanan olaylar karşısında duygudurumlarından yola çıkarak ortaya koydukları davranışların arkasında yatan süreçleri doğru ve net anlamak önemlidir. Örneğin, kardeşlerin oyun sırasında kavga ettiklerini duyup yanlarına gittiğinizde her iki çocuğun gözünden yaşanan olayı anlamalı ve her ikisinin de kavga öncesinde sırasında ve sonrasında hangi duyguları yaşadıklarını öğrenmeye çalışmalısınız. Kardeşlerden büyük olan küçük kardeşi oyununu bozduğu için sinirlenmiş ve onu uzkalaştırmak için ittirmiş ancak sonrasında ağladığı için hem üzülmüş hem de utanmış olabilir. Öbür tarafta büyük kardeşi ile oynamak için heyecanlanan kardeş itildiği için kızmış, üzülmüş ve istenmediğini hissetmiş olabilir. Başlangıçta küçük kardeşin heyecanlandığını için bu şekilde davrandığını, büyük kardeşin sonrasında yaptığı için üzüldüğünü onlara anlatmak bir sonraki oyun sırasında kavgaların yaşanmasının önüne geçecektir. Aynı zamanda ebeveynlerin de bu süreçte kendi duygudurumlarını düzenleyerek olayı sakin ve net bir şekilde ifade etmeye çalışmalıdır. Örnekte olduğu gibi çocukların duygularını tanıma ve ifade edebilme becerileri onların sosyal etkileşimlerini düzenlemesine yardımcı olur.
Aile içi iletişim doğası gereği karmaşık bir yapıdadır. Ancak karmaşık her süreç baş etmesi zorlu olmak zorunda değildir. Sürecin nasıl ele alındığı ve devamında nasıl bir tutum içerisinde olunduğu önem taşımaktadır. Aile bireylerinin, her birinin kendi içlerinde yaşadıkları ve birbirleriyle olan etkileşimlerinde yaşadıkları konusunda yaşanan zorluklarda kimi zaman desteğe ihtiyaç duyulabilir. Yaşadıklarınız karşısında profesyonellerden destek almaktan çekinmeyiniz.