Ahlakı güzel olan odur ki yaptığı yemek yenir, diktiği gömlek giyilir , kalplerde yer bulmasıyla eğitimi tercih edilir ,emek verdiği binada oturmaya itimat edilir.Yani yaptığı işi güzel yapandır.
Yüksek derecelerde okullar bitirmiş dereceler atlamış , aşını eksik yapmış ,işini hileyle satmış, bina dikmiş malzemeden çalmış. konuşmadaki ustalığını nice garibanın hayallerini harcamakta kullanmış, yakışıklı ya da güzel ama cümle insanın canını yakmış . Aile olmakla ilgisi yok ama evlilik programları yapıp bir de üzerine evlilik dışı çocuk sahibi olmayı meşru saymış, insanlıktan nasibini almamış kişilerin yaşam şartlarına bakıp özenen gençlerimiz , bu insanların mali varlıklarına bakıp örnek gösteren ebeveynlerimiz var artık...
Oysa sevmenin, sevilmenin, merhametin ne olduğunu , sabır ve umutla beklemenin aynı zamanda birinin umudu olmak olduğunu, ona sunulan hayattan payına engeller düşse de sevince sevilince engellerin bir bir ortadan kalkacağını anlatan, gerçek engelin bedende değil kalpte olmasının insana, insanlığa kaybettirdiğini öğütleyen, helal olan bir lokmanın haram olan yüz lokmadan değerli olduğunu, alın teriyle kazanılan rızkın nasıl arttığını gösteren, yerden bir çöpü kaldırdığında "aferin "evladım deyip yüreklendiren, teşvik eden , ödüllendiren ebeveynlerimiz vardı bizim .....
Sahi nerede o aile fertleri ? Gençleri suçlaması kolay ne dersiniz ? Bugünün gençlerini kimler değiştirdi ya da değişimlerine bizim katkı payımız ne oldu? Değişim ve dönüşüm girdabında bizler de yok muyuz? Zaman mı değişti yoksa bizler mi değiştik.
Evet sevgili dostlar bir varoluş savaşının ortasındayız. Kim bilir kaç kez kaç yerimizden yara alacağız en sevdiklerimiz tarafından.....Çünkü insan sevmedikleriden değil sevdiklerinden vurulur ölümden beter.