Ticaretin bereketi için ticaret ahlakını , Toplumda sevgi,saygı,muhabbet,namus,can ve mal güvenliğinin olması için aile hak ve hukukunun gözetilmesini, toplumsal yapıyı bozan gayr-i ahlaki ilişkilere engel teşkil edebilmek için edep ve hayanın imanın bir parçası sayıldığını, birlik ve beraberliğin olması için kardeş olmayı ve zulmün her türlüsünden kaçınmayı buna karşın zulüm altında ezilen varsa azami çaba ile yardım etmeği ...vs gibi toplumu oluşturan mihenk taşları Allah tarafından gönderilen ilk suhuftan son mushafa kadar vurgulanmıştır.
İslamiyette ise islamın ilk yıllarında inen Mekki surelerin kapsamına ve Medine islam devletinin toplumsal özeliklerine baktığımızda temel yapı taşının üzerinde titizlikle durulan ahlak ilkelerinden oluştuğunu görürürüz.
Mekki surelere baktığımızda Allahu Teala ayetlerinde kişilik ve toplumsal kimlik üzerine eğitim metodu kullanmış , emsalsiz bir eğitimci olan peygamber efendimiz toplumun her kesimine hitab edebilen tebliğ metodlarıyla insanlığa duyurmuştur. Mekkeliler adalet-zulüm , iman-küfür, tevhid-şirk , güzel ahlak-kötü ahlak vs..arasındaki dengeyi nasıl koruyacağını resullullah dan öğrenmiştir.
Medine islam devleti kurulduğunda ise çember genişletilmiş amellerin toplum üzerindeki etkisi daha da anlam kazanmıştır. Allahın verilen bir sözün yerine getirilmesine ne kadar önem verdiği ,kıyamet gününde Allahın huzurunda verecekleri hesabın kaygısının amelleri üzerindeki etkisi,değersiz olanı değil kendisi için de değeri olanı ihtiyaç sahibine vermesi gerektiği,Allahın verdiği nimetlerden yedirmeği içirmeği yani paylaşmayı ve bunu sadece Allah rızası için yapması gerktiği, esir olan müslüman yahut gayri müslim olsun herkese yardım etmenin gerekliliği ,toplumu inşaa eden en önemli faktörün kadın olduğu saygı-sevgi,değer ve hürmeti en çok hakkedenin anne olduğu anlatılmıştır.Yine döneme baktığımızda çağlar ötesinde hazırlanmış ilk insan hakları evresel beyennamesi niteliğinde olan Allah Resulünün Veda Hutbesini görürüz. Sosyal bir varlık olan insaoğlunun varediliş amacının insana yüklenen sorumlulukla toplum değerlerini ortaya koyduğu net bir şekilde gözler önüne serilmiştir.
Öte yandan Avrupanın toplumsal yapısına baktığımızda uyuşturucu-kumar başta olmak üzere,ahlak karşıtı,din karşıtı,ırk karşıtı söylem ve eylemler ile özgürlük anlayışlarındaki sınır tanımayan yaklaşımlar erken yaş cinselliği , çocuk pornosu,babasız çocuklar ile toplumu ayakta tutacak olan aile kavramını ortadan kaldırmıştır.Vel hasıl-ı kelam Her toplumun sosyolojik sorunlarını o toplumun karakteristik özelliği belirler.
Şimdi biz toplumsal olarak adeta aidiyet sorunu yaşıyoruz.Gerek aile yapımıza olan saldırılar gerekse bizim bakış açımızın sekulerlesmesiyle birlikte neye ait olduğumuzu da bilemez hale geldik .Aile ve Ahlak bizim kırmızı çizgimiz olmalı ve son kalemiz olduğunun da bilincinde olmalıyız zira oyun büyük vesselam. Gülnaz Kaynak