Kültürel farklılık, bütün bilim alanlarında araştırılan ve anlamlandırılmayan çalışılan bir olgudur. Bir sosyal bilim olan psikolojide de bu olgu araştırmalarda önemli bir yer edinmektedir. Çünkü, bireyin ait olduğu toplumun özelliklerini anlayamadan birey ile ilgili çıkarımlarda bulunmak çok fazla kapsayıcı olamamaktadır. Yaşam ile ilgili en ince ayrıntılarda bile bu farklılıkların neden olduğu değişimler gözle görülür bir şekilde ortadadır. Bu metinde, kültürel farklılıklarından bazı psikolojik kavramların nasıl etkilendiği incelenmiştir. Bunlar, affetme, depresyon ve travma sonrası stres bozukluğudur. Bu üç değişken arasındaki ilişki kültürel bağlamda incelenmiştir.
Son yıllarda, kişiler arası affetme kavramı insan ilişkilerinde kişiler arası affetmenin potansiyel alakasını inceleyen sosyal bilimciler arasında dikkat çeken bir ilgi alanı olmuştur (Kadiangandu ve ark., 2008). Affetme, öfke duygularını ortadan kaldırmanın zihinsel, duyusal veya ruhsal süreci olarak tanımlanmıştır (Doran ve ark., 2011). Enright ve İnsan Gelişimi Çalışma Grubu; başkalarını affetme, affı kabul etme ve kendini affetme olarak atıfta bulundukları affetme üçlüsünün baz alınarak affetmenin çeşitli yönlerinin incelenmesi gerektiğini ifade etmiştir (aktaran Thompson ve ark, 2005).
Psikoloji literatüründe, kendini affetme kendine karşı merhameti, cömertliği ve kendine karşı sevgiyi beslerken kabul edilmiş objektif bir yanlış karşısında kendine kızgınlığından vazgeçme istekliliği olarak tanımlanmıştır (Enright, 1996 aktaran Hall ve Fichman, 2005). Başkasını affetme ise iki ve daha fazla birey arasındaki ilişkinin sözel, davranışsal ve algılanan ihlalden dolayı etkilenmesi durumunda en çok tartışılan bağlamdır (Lijo, 2018). Freedman ve Enright (1996), başkasını affetme ise başkasına karşı sevgi, merhamet ve cömertliğin yönlendirilmesi ile bireyin hata yapan kişiye karşı yönlendirdiği öfke, kızgınlık ve yargılama hislerinden isteyerek vazgeçmesidir (aktaran Özgür ve Eldeklioğlu, 2017). Yapılan birçok çalışma affetmenin üretken avantajını ve prososyal işlevini göstermiş; bireyler, ilişkiler ve toplum için öfkenin affetmenin yer değiştirmesi çok daha fazla fayda sağlamaktadır demiştir (Chung, 2016). Affetmenin birçok faydasına karşın affetme eksikliğinin de çeşitli olumsuz sonuçları ortaya çıkardığını gösteren araştırmalar yapılmıştır (Chung, 2016). Ayrıca, affetme eksikliğinin neden olduğu negatif duygulardan dolayı ağır vakalarda ruhsal sorunları arttıran olumsuz duygulara neden olan depresyonu ve duygusal dengesizliği artırmıştır (Chung, 2016).
Stres hormonu olan kortisol’un affedicilik ile ters orantılı (Chung, 2016) olduğunun bilinmesi olumsuz duygular ile ilişkili olan depresyon ve affetme kavramlarının birbiri ile ilişkili olabileceğini düşündüren araştırmalar yapmaya sevk etmiştir. Depresyon da duyguları etkileyen (acı verici duygular, kötü mizah, ıstırap, panik atak, bilişsel işlevlerde düşüş, olumsuz düşünceler, umutsuzluk ve zevk almada zorluk) ana semptomlar içermektedir (Bernard, 2018). Örneğin; korelasyonel araştırmalar affetme eksikliğinin Minnosota Multiphasic Psikopatoloji ölçeği (düşmanlık, kaygı, nevroz ve depresyon) ile oldukça ilişkili olduğunu iddia etmektedir (Chung, 2016).
Ayrıca, olumsuz duygular ve stres ile bağlantılı olan bir diğer kavramda Travma Sonrası Stres Bozukluğu ’dur (TSSB). Travmanın yaygınlığı ve mental sağlık sorunları ile ilişkisi iyi bir şekilde belgelenmiştir ayrıca tedavi edilmeyen travmatik stresin kalıcı bir etkisi olabileceği ve çeşitli psikopatolojilerin altında yatan temel nedenlerden biri olabileceği gösterilmiştir (Doran ve ark., 2011). Son yıllarda araştırmalar affetme ile travma sonrası stres bozuklu arasında bir bağlantı olduğunu ortaya çıkarmıştır (Cerci ve Colucci, 2017). Araştırmalar affetme sayesinde daha düşük seviyelerde travma sonrası stresin ve psikiyatrik morbiditenin olduğunu göstermiştir (Doran ve ark., 2011). Ayrıca, tanı koyarken karşılaşılan travma sonrası stres bozukluğu semptomları gösteren hastaların genelde depresyon ve anksiyete semptomlarını da gösterdiği gözlemlenmiştir (Bleich ve ark, 1997).
Araştırmaların açıkça aralarında ilişki olduğunu gösterdiği bu üç faklı değişken aynı zamanda kültürel bağlamdan da etkilenmektedir. Küreselleşmenin nihai sonuçlarından biri de psikolojik gelişmelerin ithal edilmesidir fakat kültürel farklılıklar dikkate alınarak kültürel oryantasyonu yapılmalıdır. Kültürel farklılık bağlamında en çok araştırılan konu individualism (bireysel) ve collectivism (toplulukçuluk)’dir (Özyer ve ark., 2012). Ekonomik anlamda çeşitliliğin artması ile gelişimini sanayi ile sağlayan batı medeniyeti bireyselciliğin, doğu medeniyetlerinde ise kolektivist yapının baskın olduğu görülmektedir (Özyer ve ark., 2012).
İki farklı kültürle kutuplaşan dünyada da kültürün psikolojik anlamda nasıl değişimler meydana getirdiği araştırma konusu olmuştur. Bunlardan biri affetme üzerine yapılan araştırmalardır. Affetme bireysel ve kolektivist kültürlerde faklı şekillerde deneyimlenebilir, motive edilebilir ve ifade edilebilir (Zhnag ve ark., 2015). Örneğin, kolektivist kültürlerde affetme kişisel bir karardan ziyade önceden belirlenmiş kültürel bir görevdir. Ancak, bireysel kültürlerde ise affetme öncellikler içsel veya kişsel bir yapı olarak düşünülür (Zhnag ve ark., 2015). Depresyonun ise kalıtım ve hastalık süreçlerinin batı kültüründe diğer yerlere göre daha yaygın olduğu bilinmektedir (Karasz, 2005). Bunlara ek olarak, travmanın etkisinin bireysel ve kolektivist kültüre göre farklılık gösterdiği yapılan çalışmalar ile gösterilmiştir (Jobson ve O’Kearney, 2008).
Genel anlamda psikoloji alanındaki çalışmalara bakıldığı zaman batının egemenliğinde ve batıdan ithal edilmiş kaynaklar kullanılmaktadır. Doğu kültürleri psikolojik araştırma açısından daha zayıf kalmıştır. Bunun nedeni ise İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra hızla önem kazan psikoloji biliminde Amerika’daki çalışmaların ve yayınların daha büyük önem kazanması ile açıklanabilir (Koç ve Kafa, 2018). Örneğin; kültürel rolü gösteren çok sayıda kanıta rağmen birçok araştırma batılı bireysel örnekleri kullanmaktadır ve affetme üzerindeki kültürel etkiler hala büyük ölçüde dikkate alınmamaktadır (Zhang ve ark., 2015).
Bütün bu bilgiler ışığında, bu araştırmanın en temel amacı olumsuz düşünceler ile büyük oranda bağlantılı olan affetme, depresyon ve travma sonrası stres bozukluğu kavramlarının kültürel bağlamda incelenerek kültürel farklılıkların ortaya konulmasıdır. Böylece, psikoloji alanında baskın olan batı kültürünün kaynakları ile örtüşmeyen diğer kültürlerinde bu kavramları nasıl ele aldığının araştırılması amaçlanmıştır. Bu şekilde psikoloji alanındaki batı kültürünün sömürgeciliğinin anlaşılarak kültüre özgü psikoloji kaynaklarının ve uygulamalarının önem kazanmasına dikkat çekmeyi amaçlamaktadır. Ayrıca, Türkiye kolektivist kültürün baskın olduğu 18. yüzyıldan bu yana batılaşma ve modernleşme dalgasının etkilerine sahip olduğu için kolektivist kültür ve bireysel kültür araştırmaları için eşsiz bir heterojen bağlam sunmaktadır (Sümer ve ark., 2015). İki farklı kültürü de içinde barındıran bir çalışma alanında zaman ve para anlamında kolaylık sağlayacak kültürel bağlam konusunda araştırma yapmak ve literatüre kazandırmak bu çalışmanın bir diğer amacıdır.
Kaynakça
Bernard, R.E.J. (2018). Depression: A review of its definition. MOJ Addiction Medicine &
Therapy, 5(1), 6-7.
Bleich, A., Koslowsky, M., Dolev, A., ve Lerer, B. (1997). Post-traumatic stress disorder and
depression. An analysis of comorbidity. The British Journal of Psychiatry, 170, 479-482 .
Cerci, D. ve Colucci, E. (2017). Forgiveness in ptsd after man-made traumatic events: A
systematic review. Traumatology. http://dx.doi.org/10.1037/trm0000130
Chung, M.S. (2016). Relation between lack of forgiveness and depression: The moderating
effect of self-compassion. Psychological Reports, 119(3) 573–585.
Doran, J.M., Kalayjian, A., Toussaint, L. ve DeMucci, J. (2011). The relationship between
trauma and forgiveness in post-conflict Sierra Leone. Psychological Trauma: Theory, Research, Practice, and Policy. Advance online publication. doi: 10.1037/a0025470
Hall, J. ve Fincham, F. (2005). Self–forgiveness: The stepchild of forgiveness research.
Journal of Social and Clinical Psychology, 24 (5), 621-637.
Jobson, L. ve O’Kearney, R. (2008). Cultural differences in personal identity in post-traumatic
stress disorder. British Journal of Clinical Psychology, 47, 95-109.
Kadiangandu, J.K., Gauche, M., Vinsonneau, G. ve Mullet, E. (2007). Conceptualizations of
forgiveness: Collectivist-congolese versus individualist-French viewpoints. Journal of Cross-Cultural Psychology,38, 432.
Karasz, A. (2005). Cultural differences in conceptual models of depression. Social Science &
Medicine, 60, 1625–1635.
Koç, V. ve Kafa, G. (2018). Cross-cultural research on psychotherapy: The need for a change.
Journal of Cross-Cultural Psychology, 50. Doi:
https://doi.org/10.1177/0022022118806577
Lijo, J. (2018). Forgiveness: Definitions, perspectives, contexts and correlates. Psychology
Psychother, 8(3). DOI: 10.4172/2161-0487.1000342
Özyer, K., Orhan, U. ve Orhan, D.D. (2012). Sağlık sektöründe çalışanların demografik
özellikleri, kişilik özellikleri ve kültürel değerleri üzerine bir çoklu durum çalışması. Mustafa Kemal University Journal of Social Sciences Institute, 9(19), 177-189.
Özgür, H. ve Eldeleklioğlu, J. (2017). Analyzing the effect of REACH Forgiveness Model on
the Turkish culture . The Journal of Happiness & Well-Being, 5(1), 98-112.
Thompson, L.Y., Scott, M., , Rasmussen, H. N., Billings, L.S., ve Roberts, D. (2005).
Dispositional forgiveness of self, others, and situations. Journal of Personality, 73, 313-359.
Sümer, N., Sakman, E., Harma, M. ve Savaş, Ö. (2015). Turkish mothers’ attachmnet
orientations and mental represantation of their children. Journal of Reproductive and Infant Psychology. Retrieved October 20, 2020, from ResearchGate.
Zhang, Q., Ting-toomey, S., Oetzel, J.G. ve Zhang, J. (2015). The emotional side of
forgiveness: A crosscultural investigation of the role of anger and compassion and face threat in interpersonal forgiveness and reconciliation. Journal of International and Intercultural Communication, 8(4), 311-329. DOI: 10.1080/17513057.2015.1087094