İşte Bu Doktor İndir
İçinde doğup büyüdüğümüz aile, İnsanı pek çok yönden etkileyen bir yapıdır. İnsanın kişiliği ve çevresine yönelik tavırların oluştuğu ilk ortam aile yapısıdır. Aile yapısı Çekirdek ve geniş aile şeklinde farklı yapıdadır. Farklı Aile yapılarında yetişen bireyler de oluşan kişilik tavırları bazen sosyal onay ihtiyacı olarak ortaya çıkabilmektedir. Toplumun en küçük yapı taşı olan Aileyi, İnsanoğlu Dünya sahnesinde yerini aldığı andan itibaren bir kurum olarak görmekteyiz. Ancak, değişen zaman dilimi içerisinde ve değişen koşullarla birlikte Aile yapısı da diğer her şey gibi farklılık göstererek değişime ve gelişime ayak uydurmaktadır. Geniş aile yapısının çekirdek aile tipine dönüşmesi bu değişikliklerin en başında gelmektedir Peki, Aile Nedir? Aile, kültür ve topluluk çeşitlerine göre çok fazla tanımı bulunmaktadır. (Gladding; 2015)’e göre; Aile, aralarında Tarihsel, Duygusal, Psikolojik bağlara sahip, aynı zamanda kendilerini aynı evin üyeleri hisseden bireylerin oluşturduğu birliktir. Türk Dili Kurumunun (2018) güncel Türkçe sözlüğünde ise Aile Tanımı; Evlilik ve Kan bağına Dayanan Karı-Koca, Çocuklar, Kardeşler arasındaki ilişkilerin oluşturduğu toplum içindeki en küçük birlik olarak ifade edilmektedir. Yeryüzünde mevcut olan topluluklarda her toplumun kendine has Aile tipleri bulunmaktadır. Çekirdek aileler; geniş aileye göre daha zayıf, yalnız, destekten yoksun ve savunmasız durumda olduğu için bu tür ailelerde ekstra sorumlulukları yüklenmeye hazır ol(a)mayan eşlerin zaman zaman rol çatışmalarına girmesi ve aralarında birtakım sorunların oluşması muhtemeldir (Yörükoğlu, 2007, s. 49). Bu sorunlardan bir tanesi de, destekten yoksun ve savunmasız durumda olan Ailelerde Sosyal Onay ihtiyacı olan bireylerin yetişmesidir. Kişileri derinden etkileyen ve hayatların başkalarına bağımlı kılan bu Sosyal Onay Nedir? Sosyal onay olarak ifade ettiğimiz ancak toplumumuz tarafından çok ta uzak olmadığımız bu durum aslında “El âlem ne der?” ya da “El Alemcilik” olarak bilinmektedir. Bu durum kişinin öz saygısı ve öz değerlerine göre değil, çevresinin ve bulunduğu ortamın göstereceği övgü, takdir ve onaylamasına göre oluşur. Kişi yetiştiği ortamda Sevgi, İlgi ve Onaylanmayı yani kendini kabul ettirme duygusunu yeterince alamadığında içinde oluşan bu eksikliği doldurmak ve tamamlamak için kendi öz saygısı ve öz değerlerinin tersine davranışlar göstererek başkalarının beklentilerine öncelik verir. Çevresindekilerin her türlü isteğine “Hayır” demediği için kendisine ait bir sınır belirleyemez. Kısaca başkaları ne der? Sorusuna kendi içinde duyduğu kaygı ile karşılık verir. Birlikte yaşadığımız toplum bireylerin davranışlarını önemli denecek şekilde etkilemektedir. Hatta “El Âlem ne der?” sorusu bireylerin Bilinçaltı/Bilinçdışına öylesine yerleşmiş bir soru kalıbıdır ki, birey yaşam biçimini, karar verme anını “El Âlem ne der?” sorusuna göre ayarlamaktadır. Böyle olunca Dış görünüşümüz, konuşma tarzımız, tercihlerimiz çoğunlukla sosyal onay ihtiyacının belirlediği davranışlarımızdır. Dolayısı ile toplumun her kesiminde ve hayatın her anında Sosyal Onay ihtiyacının mevcudiyeti ve sorunu kendini göstermektedir. Sosyal Onay, toplum tarafından kabul görme ve bireyin çevresindekilerinin fikirlerine uyma ihtiyacı olarak çerçevelendirmek mümkündür. Sosyal Onay İhtiyacı yüksek olan bireyler; hiçbir şeyi reddedemeyen, Sınır Çizemeyen, Sırf Onay kazanmak için yanlışta olsa her türlü davranışı sergileyebilen, Etrafına olumlu bir iz bırakmak ve onay alabilmek için bulunduğu toplumun her bir hareketine ayak uydurmaya çalışan Öz değerlerinin ışığında yaptığı davranışlarının çevresi tarafından değerlendirilmesinde kaygın duyulan bir durumdur. Bu bireyler, başkaları ile aralarının bozulmasını istemezler. Bu yüzden düşmanlığı ve eleştiriyi engellemeye çalışırlar (Karaşar; 2014). Eğer sizde; - Düşüncelerimin başkaları tarafından onaylanması benim için önemlidir. - Beğenilmek ve takdir edilmek için çaba harcarım. - Onaylanıp onaylanmadığımı anlamak için insanların yüz ifadelerine dikkat ederim. - Olumlu yönlerimi ön plana çıkarmaya çalışırım. - Bir kişi benimle ilgili olumsuz bir tutuma sahipse, o kişinin tutumunu olumlu hale getirmek için çabalarım. - Olumsuz duygularımı onaylanmayacağım korkusuyla saklarım. - Başkalarının ne diyeceğini düşünerek, kendi isteklerimden vazgeçerim. - Doğru olmadığına inansam bile, çoğunluğun kabul ettiği görüşlere itiraz etmekten kaçınırım. - Başkaları beni olumsuz değerlendirdiğinde incinirim. - Başkaları tarafından onaylanmadığımda kendimi değersiz hissederim. - Başkalarına danışmadan bir işe başlamakta zorlanırım. diyorsanız ve bu maddelerde EVET cevabını verdikleriniz ne kadar fazlaysa, size destek ihtiyacınızın o kadar acil olduğunu söyleyebilirim.  Bu tür bir kaygı içeren bireye Sorununun kaynağı tespit edilerek Bilişsel Davranışçı (BDT) yaklaşım ile yeniden çerçeveleme yöntemi doğrultusunda Sosyal Onay kaynaklı Kaygısının çözüme kavuşmasında yardımcı olunmaktadır. Farkındalıklı ve sağlıklı bir yaşam dileklerimle…