Yaşamın ilk yılları olan erken çocukluk yılları "sihirli" yıllardır.
Artan sinirbilim araştırmaları göstermektedir ki özellikle erken çocukluk yıllarında beynin gelişimine yönelik yapılan müdahalelerin çocuğun bilişsel gelişim sürecinde katkıları yüksektir.
Bir bebek dünyaya yüz milyar nöron (sinir hücresi) ile merhaba der fakat bu nöronlar henüz birbiri ile bağlantı içinde değildir. 0-3 yaş döneminde bu nöronları aktive etmenin yolu çocuğa sunulan değişik sesler, görüntüler, kokular, tatlar ve dokunsal uyaranlar ile mümkün olmaktadır. Bu sebepten bebeğin deneyimleme çabaları elinden alınmamalı aksine desteklenerek nöronların bağlantıya geçmesine izin verilmelidir.Nöronlar artıkça olgunlaştıkça snapslar (bağlantı noktaları) da artacaktır.😉
Unutmamalıyız ki; çocuğumuzun beynindeki sinaps hücreleri tekrarlı deneyimler sayesinde güçlenecek, güçlendikçe yeni bağlantılar ile öğrenmede oluşacaktır. Çocuk var olan bağlantılarını çevre ve bakım verenlerinin desteğiyle kullanamaz ise bağlantılar (sinaps) ortadan kalkacaktır. Dolayısıyla yapılacak tekrarların altını bir kez daha çizmek isterim!...
Örneğin; bebeğinizle iletişim halindeyken sözcükleri tekrarladığınızda bebeğiniz konuştuklarınızdan anlam çıkarmaya başlar. Mimikleri ile size hissettirir. Yani bebeğinizin beyninde dil ile ilgili alanı aktive etmiş olursunuz.
Canım Anne Babalar Çocuklarımızın beyin gelişimi onların geleceğini şekillendirme de kilit rol oynar. Yapabileceğiniz en basit uyaranlar; yavrunuza dokunmak ve farklı dokunsal uyaranları sunmak, onunla bol bol konuşmak, doğaya çıkarmak, birlikte şarkı söylebilmek, dans etmek ve doğduğu andan itibaren yaş ve gelişim düzeyine uygun olarak kitap okumak beynin gelişmesi için yardımcı olacaktır.
Sevgilerimle....